nun 170/b maddesinin göndermesi ile aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. TTK'nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK'nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, takibin borçlu .... hakkında başlatıldığı, borçlunun açtığı imzaya itiraz davasında takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verildiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı ve takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun 12.9.2013 tarihinde ölümü üzerine, mirasçısı ...'...
İİK'nun 168/1- 3- 5 maddesine göre, Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse bu hususa ilişkin şikayetini veya borca itiraz etmek istiyorsa itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. İİK'nun 170/a-2 maddesine göre, icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
Borçlu alacağın takipten önce zamanaşımına uğradığı iddiasını icra emri tebliğinden itibaren yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince yedi günlük sürede getirmemiş, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ise dosya 10 yıldan fazla işlemsiz bırakılmamıştır. Bu durumda mahkemece yukarıda zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, icra dosyasındaki takipte şikayet edilebilir bir işlem bulunmadığını, davacının murisinin mirasını reddettiğini beyan ettiğini, ancak şikayetten önceki bir tarihte icra dosyasına sunulan bir mirasın reddi kararının bulunmadığını, davacının mirası iradi ve gerçek ret yolu ile reddettiğini, mirasın reddinin borca batık olup olmaması ile alakalı olmadığını, ancak mirasın hükmen reddinde ise terekenin borca batık olması nedeniyle miras reddedilmiş sayıldığını ve şikayetçinin ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğinde borçlu bulunmadığını borca itiraz şeklinde ileri sürmesi gerektiğini, aradan 3 yıldan fazla zaman geçtikten sonra takibin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin de mirası ret süresi geçtikten sonra başlatıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmamasının gerektiğini, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin...
nun 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İİK.'nun 71/2. maddesinde ise;borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, aynı Kanun'un 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış olup; İİK.'nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'nun 71.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Borçlunun başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığı iddiasına ilişkin olup, bu husus mahkemenin de kabulünde olduğu halde mahkemece, İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Madddesi yollaması ile İİK 33/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazına ilişkindir. İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2021/14257 Esas sayılı dosyası ile takip alacaklısı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine 24.820,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 23/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takibin dayanağı 07/10/2013 keşide aynı ibraz tarihli, 08/06/2013 keşide 10/06/2013 ibraz tarihli, 19/08/2013 keşide aynı ibraz tarihli ve 30/09/2013 keşide aynı ibraz tarihli çekler olup kambiyo senedi vasfındadırlar. İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığı ileri sürülecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır....
Davacı keşideci 25.2.2008 tarihinde İcra Mahkemesinde açtığı davada borca itiraz ederek takibin iptalini istemiş, yine aynı tarihte ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı bu davada borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İcra Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, davacının daha önce borca itiraz ederek İcra Mahkemesinde takibin iptalini daha sonra menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların borca itiraz ve takibin iptali davasında da ileri sürülebileceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2019 NUMARASI : 2019/197 ESAS 2019/231 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/197 Esas 2019/231 Karar sayılı mahkeme kararının istinaf yolu ile tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; Adana 11. İcra Dairesi'nin 2009/10192 E sayılı dosyasından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre dosya işlemden kaldırıldıktan sonra altı aylık süre içerisinde yenilenmediğinden zamanaşımına uğradığını beyan etmiş, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın 35.000,00 TL'lik borca kısmi itiraz davası olduğunu, yapılan ödemelerin takibe konu 3 adet senede ilişkin olduğunu, mahkemece gerekçesinin dosya kapsamına aykırı olduğunu, taraflar arasında başka bir takip dosyasının bulunmadığını, dava dilekçesinde borcun tamamına itiraz edildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı gibi 11/10/2021 tarihinde sundukları beyan dilekçesi ile de kısmi itirazda bulunduklarını açıkladıklarını, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulü ile 35.000,00 TL'lik alacak yönünden takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış borca kısmi itirazdır....