maddesinde düzenlenen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı bonoların zorla imzalatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, yargılama aşamasında da borçlunun protokol sunarak borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itfa itirazını 5 günlük sürede şikayet dilekçesi ile belirtmediği, alacaklının protokolü kabul etmediği, senetlerin ve ibra protokolünün zorla alındığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden önce sunmuş olduğu, 25.04.2014 tarihli taraflar arasında anlaşma ve ibra protokolü başlıklı belgede takip konusu borcun ibra edildiği görülmektedir. Alacaklının protokoldeki imzaya itirazı olmadığına göre, alacaklının protokole karşı diğer beyanları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. O halde mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesine göre itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Noterliği'nde düzenlenen 19.04.2013 tarih, 06905 yevmiye, 55764 sözleşme numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşmeye konu ekipmanın finansal kiralama yoluyla kiralandığını, davacı aleyhine başlatılan takipte ödeme emrinin 20/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddiasına konu ödemelerin takibin kesinleşmesinden önceki evrede yapıldığının belirtildiğini, İcra İflas Kanunu'nunda İcra mahkemesinin itfa sebebine dayanarak icra takibinin iptaline karar verebilmesi için, borcun icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa edilmiş olmasının şart olduğunun belirtildiğini, takip tarihinden önceki ve takip tarihi ile ödeme emrine itiraz tarihine kadar ki itfa/ödeme, ancak ödeme emrine itiraz yoluyla ileri sürülebileceğini, Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden doğan kira bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin kiracısına ve ilgili kefile Beşiktaş 27....
Bu nedenle takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 5464 sayılı Yasa'nın 26/3. maddesine göre belirlenen değişen oranlarda faiz uygulanmalıdır. Borçlunun takibe itiraz etmemesi kamu düzenine aykırı şekilde takip sonrası için istenilen faiz oranına şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Somut olayda; Mahkemenin kabulünün aksine, davacı borçlu icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında takip sonrası için işletilen faiz oranı ve miktarına karşı şikayet yoluna başvurmuş olup, yukarıda açıklanan düzenlemeler gereğince davacının talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmesi isabetsizdir....
Davacı/borçlunun itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimi 13/07/2010- 13/03/2017 tarihleri olup; örnek no:10 ödeme emrinin ise davacı/borçluya 20/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğinden eldeki başvuru İİK'nın 168/5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. Davacı/borçlunun dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik bir şikayeti de bulunmadığına göre, 17/06/2019 tarihinde yapılan başvuru yasal 5 günlük süre içerisinde değildir. Bu nedenle mahkemece zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti olarak değerlendirilip işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2010/525 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, yetkiye, borca ve imzaya itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, 06/12/2016 tarihinden itibaren herhangi bir işlem görmeyen icra takip dosyasının kapatılarak Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/8340 Esas sayılı dosyasına kapalı olarak aktarılmasına verildiğini, ancak işlemsiz bırakılan takibin haksız ve dayanaksız olduğunu, İ.İ.K'nın 71/2 maddesi yollaması ile aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının gerektiğini, dosyanın üç yılı aşan bir süre boyunca işlemsiz bırakıldığını ve halende kapalı durumda olduğunu, bu nedenlerle zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/8340 Esas sayılı takip dosyasından İİK.33/1 maddesi gereği icranın geri bırakılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Çankırı İcra Müdürlüğü'nün 2017/3642 sayılı dosyasının incelenmesinde; 28/11/2017 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında 28/11/2016 keşide tarihli, 01/03/2017 vadeli bonoya dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığı, borca ve fer'ilerine itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. Çankırı İcra Müdürlüğü'nün 2018/2291 sayılı dosyasının incelenmesinde; 11/07/2018 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlular hakkında yukarıda belirtilen bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, başvurunun yasal süresi içinde yapıldığı anlaşılmıştır. İcra takibinin mükerrer olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamaz. Öte yandan sonraki takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapılmış olmasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay 12HD. 2019/6203E. 2020/4075K.)...
İcra Müdürlüğü'nün 2011/7377E. sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yapıldığını, ancak davalının Denizli İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazların haksız ve yersiz olduğunu, ticaret sicilindeki adreslerinin Bodrum olduğunu, yine davaya konu ve borca dayanak yapılan belgelerin Bodrum'da konaklamaya ilişkin olduğunu ve Bodrum'da verildiğini, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, tüketici olduğunu belirterek, kendisinin ikametgahı olan Denizli İcra Dairesinin ve Mahkemesinin yetkili olduğunu, borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Yukarıda açıklanan hal dışında murisin takipten önce ölmesi ve mirası red süresi geçtikten sonra murisin borçları için mirasçıları aleyhinde takip yapmaları durumunda borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talepleri, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz olmakla, mirasçılar ödeme emri tebliği üzerine mirası red nedeniyle borçlu olmadıkları itirazını takibin şekline göre icra müdürlüğüne veya icra mahkemesine süresi içinde yapmak zorundadırlar. Kambiyo senetlerine özgü takip yolunda borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talepleri, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz olmakla, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede ileri sürülmesi gerekir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33)....
İmza itirazı dışındaki diğer itiraz sebepleri borca itirazdır. Borca itirazının incelenmesine ilişkin İİK'nun 169/a-1 maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır. Önlerine gelen uyuşmazlıkları takip hukuku kurallarına göre çözüme kavuşturan icra mahkemesi, borçlunun itirazını yukarıdaki kanun maddesinde nitelikleri belirtilen ve takibin dayanağı olan senede açık atıf yapan yazılı belgeyle kanıtlanması halinde borca itirazı kabul eder, aksi halde itirazı reddeder....
Dava, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraza ilişkindir. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, ödeme iddiasında bulunan borçlu borca itirazını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır ( Yargıtay 12. HD'nin 04.07.2022 tarihli, 2022/1482 E, 2022/8163 K. sayılı içtihadı)....