Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesi bu hususta yasal düzenleme bulunmadığından mümkün değildir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde mazeretin belgelendirilmemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmeyip davanın esası hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 150/2 maddesinde "Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez." hükmü yer aldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekili, takibin geçici durdurulması kararında yasa yolunun belirtilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, İİK'nun 169/a ve 170. Maddelerine göre icra mahkemesince verilen "takibin geçici durdurulması" kararlarının müstakilen veya esas kararla birlikte istinaf incelemesine konu edilmesine yasal imkan bulunmadığından hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Bu nedenle, bonoyu düzenleyen şirketin "çift imza" ile temsil edildiği iddiası borca itiraz niteliğindedir....
İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nın 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (Yargıtay 12.HD 2019/8105 E, 2020/6824 K)....
Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak zamanaşımı oluştuğunu ileri sürmüş olmakla; başvuru bu hali ile İİK'nın 71/2. maddesi göndermesiyle İİK'nın 33/a maddesine dayalı zamanaşımı nedenine dayalı icranın geri bırakılması istemidir. İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nın 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde icranın geri bırakılması için ilamlı takiplere ilişkin İİK'nın 33/a maddesine atıf yapıldığı, ancak aynı Kanunun 33. maddesinin 3. fıkrasına atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; Davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2023/12525 Esas sayılı dosyasındaki takibin davacı yönünden iptaline, takibin iptaline karar verildiğinden borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına, İİK'nın 170/A maddesi uyarınca tazminata hükmedilemeyeceğinden davacının tazminat talebinin reddine, yönelik karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı 28/10/2020 tarihinde tebligat usulsüzlüğü ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur. Davacı borçluya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 28/10/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğundan mahkemece öncelikle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....
Borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu durumda mirasın ret kararı icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığından itiraz süreye tabidir. Davacı-borçlu Natali Karacaoğlu'na gönderilen ödeme emrinin 28/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 5 günlük yasal geçtikten sonra 04.10.2019 tarihinde itirazda bulunduğu anlaşılmakla itirazın süre yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bakırköy 3....
İİK.nun 71/1. maddesine göre ;”Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir.”...
-TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalı borçlunun fatura bedelini ödemediğini, müvekkili şirketin Ankara Batı İcra Müdürlüğü'nün......Esas sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, davalı borçlunun, iş bu takibe karşı borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ve akabinde yetkisizlik kararı üzerine İzmir 28. İcra Müdürlüğü'nün ..........Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiklerini, davalı borçlunun borca itiraz ederek takibin durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptali ile ayrıca taraflar arasında başka faturalardan kaynaklı alacak nedeniyle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......... Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığından, iş bu davanın ilk açılan....... Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Mahkememizce İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .......E sayılı dosyasının UYAP üzerinden yapılan incelenmesi sonucu; davacısının ...........