WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

işlem tarihinde 55.000,00- TL gönderildiğini, peşi sıra Konya'dan alacağı araba için borç para istediğini, 76.000,00- TL davalı şirket yetkilisine elden verildiğini, son olarak davalı şirketin hesabına araç satın alabilmeleri için 23/12/2016 işlem tarihinde 23.000,00- TL gönderildiğini, davalının toplam 159.000,00- TL borç olarak almasına rağmen ödenmediğini, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir....

Mahkemece bozmaya uyulmuş, davalıya 29.01.2021 günlü celsede yöneltilen yemin de "Davaya konu Ocak ayı ve devamında davacıdan 50.000,00 TL aldım, 2016 yılında ben emekli olacaktım, o parayı bana borç olarak verdi, 2016 yılında emekli oldum, parayı iade edeyim dedim, kabul etmedi, ben tarla istiyorum dedi, ben bu parayı tarla almak için aldım, bu paraya karşılık taşınmazın yarısını davacı kullanmamıştır " beyanda bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat istemine ilişkindir. Davalı yargılama aşamasında ve yemininde davacıdan 50.000,00 TL aldığını ancak bu paranın inanç ilişkisine dayalı olmayıp borç olarak aldığını savunmuştur....

    Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Ancak; davacının ibraz ettiği 49.850,00 TL bedelli havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı davacının kendisine yaptığı havalenin borç ödemesi olduğunu belirttiğine göre, ispat yükü bunun aksini iddia eden davacı taraftadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir."...

    Ancak, dava kooperatif aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece aidat ve temerrüt faizi miktarına ilişkin olarak bilirkişi incelemesine gerek görülmeksizin hüküm kurulmuştur. Oysa, davalı borçlu vekili takip konusu borç miktarına itiraz etmiş ve yargılama sırasında da borç miktarını kabullenmemiştir. O halde kooperatif kayıtları ve belgeleri üzerinde, HUMK’nun 275. ve devamı maddeleri uyarınca uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak, buna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine,22.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında 31/12/2014 tarihinde 2627001 nolu aboneliğe ait borç için taksitlendirme anlaşması yapılmış, borç taksitlendirilmiş, ilk taksit tarihi ise 02/02/2015 tarihi olarak belirlenmiştir. Mahkeme ise 21/01/2015 tarihinde anılan kararı vermiştir . Davacı icra takibine 14/06/2013 tarihinde başvurmuş, itirazın iptali davasını 13/12/2013 tarihinde açmış, anılan yasa ise 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe girmiş , yapılandırma tablosuna göre de taraflar ilk taksitin 02/02/2015 tarihinde ödeneceğinde anlaşmışlardır . Dava tarihi itibari ile davacının davayı açmakta hukuki yararı olsa da yargılama devam ederken borç yapılandırılmış ve temyiz incelemesine konu itirazın iptali davası konusuz kalmıştır . Diğer bir anlatım ile aboneliğe konu alacağa ait yapılandırmanın ilk taksiti 02/02/2015 tarihinde olduğundan mahkeme kararının verildiği 21/01/2015 tarihinde borç henüz muaccel de değildir ....

        -TL olduğu, davalının ödeme yaptığı tarih ve davalının hesaplanan borcu dikkate alındığında 20/09/2013 tarihi itibari ile davalının tüm borcu ödediği, hatta 28,62-TL fazla ödemesinin olduğunun belirtildiği, davalının ödeme emrinin tebliğinden önce 20/09/2013 tarihinde davacı bankaya borç nedeni ile 4.415-TL ödeme yaptığı, ancak icra takip giderlerinin ödenmediği sonucuna varıldığı gerekçeleriyle, davalı tarafça...İcra Müdürlüğü'nün 2013/10970 sayılı takibine konu borç nedeni ile takip tarihinden sonra borca itiraz tarihinden önce 20/09/2013' de davacıya 4.415-TL ödendiğinden takip talebine konu asıl alacak, işlemiş faiz, ihtar gideri,...ile ödeme tarihine kadar işlemiş faiz böylece ödendiğinden davacının bu alacak yönünden itirazın iptali talebi haksız olduğundan takip konusu alacağa dönük itirazın iptali isteminin reddine, takip talebine konu alacak miktarı üzerinden ödeme tarihi de gözetilerek hesaplanacak icra masrafları ve icra avukatlık ücreti yönünden davalının itirazının iptaline...

          Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurum tarafından davacı adına asgari işçilik belirlemesi yapılmasından sonra ortaya çıkan borç nedeniyle 2010/27635 sayılı takip dosyasında ödeme emri gönderildiği, fark işçilik tutarı işverene tebliğ edilmeden icra takibi açılamayacağından söz konusu icra takibinin Kurum tarafından iptal edildiği, daha sonra aynı borç nedeniyle 2013/41570 sayılı takip dosyasından davacı adına ödeme emri gönderildiği, davacının söz konusu ödeme emri ile istenen borcun iptali için ......

            İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/742 E. sayılı dava dosyasında verilen 20.10.2017 tarihli tensip tutanağının 9. maddesi gereğince geçici olarak tedbiren durdurulduğunu, mahkemece ihtiyati tedbir kararının 23.10.2017 tarihinde icra müdürlüğüne gönderildiğini, icra dosyasındaki ihtiyati tedbir kararına rağmen icra müdürlüğünce alacaklının 28.12.2020 günlü haciz talebinin kabul edilerek maliki bulunduğu mesken niteliğindeki bağımsız bölüm üzerine haciz şerhi konulduğunu ve tasfiye memurluğuna borç muhtırası gönderilmesi kararı alındığını, söz konusu işlemin iptali için icra müdürlüğüne talepte bulunulduğunu, talebe karşın icra takibinin ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda durdurulmasına karar verildiğini ancak ihtiyati tedbir kararının yeni sunulmasından bahisle haciz kararının kaldırılması talebinin reddedildiğini belirterek şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 28.12.2020 tarihli işleminin iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması ve tasfiye memurluğuna gönderilen borç...

              Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır. Genel hükümlere göre her türlü ispat olanağının varlığı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Şu durumda bizatihi kendisi bir borç sebebi ve dayanağı teşkil eden ancak takipte dayanılmayan genel kredi sözleşmesinin itirazın iptali davasında kullanılması davanın yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır....

                Noterliği 001548 yevmiye nolu işlemi ile düzenlenen borç senedinden kaynaklanmakta olup, bu borç senedine göre; davacı ...’ın davalı ....San.ve Tic.Ltd.Şti. ve ...’a 150.000,00 Euro borç verdiği, vadenin 31.01.2013 olarak belirlendiği, davalı ....San.ve Tic.Ltd.Şti. ve ...’un müşterek müteselsil sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Davacı taraf; alacağının kaynağına ilişkin olarak davalı ... ile aralarındaki akrabalık ve hemşehrilik ilişkilerine dayanarak, davalı ...'un hissedarı olduğu ... Ltd. Şti.'nin nakit ihtiyaçlarını karşılamak üzere 21.11.2011-28.11.2011 tarihlerinde davalı ...’a banka havalesi ile 150.000,00 Euro borç verdiğini, daha sonra davalılardan borca ilişkin olarak da ... Noterliğinden 05.09.2012 tanzim tarihli 150.000,00 Euro'luk borç senedi aldığını beyan etmiş olup, davalı ...’un hesabına sözü edilen parayı havale ettiğine dair hesap ekstrelerini dosyaya sunmuştur. Bu paranın davalı ...’a ait hesaba yatırılmasına ve paranın davalı ......

                  UYAP Entegrasyonu