Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücretle çalışmaya başladığı, yoksulluğunun ortadan kalktığı ileri sürülerek, aylık 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiş; Mahkemece, davalının sigortalı çalıştığı, davacının memur olduğu, tarafların mali durumunun aynı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176.maddesine göre "irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2014 Tarih ve 2014/598 Esas 2014/284 kararı ile davalı lehine 1000,00 TL yardım nafakası bağlandığı, davalının bun karardan sonra dinlenen her iki tarafın yeminli tanıklarının beyanları ile emlakçılık yaptığının sabit olduğu, davalı adına fotoğrafı kullanılarak verilen emlak ilanlarının olduğu, ayrıca sürekli olarak kendisinin kullandığı babasına ait bir arabası olduğu, alınan SGK kaydında sigorta kaydının olduğunun anlaşıldığı, bağlanan nafakanınTMK 175.maddesi gereğince boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa bağlanan yoksulluk nafakası olduğu göz önüne alındığında davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığının sabit olduğu, bu şartlarda davacının yoksulluk nafakası ödemeye devam etmesinin hakkaniyet kurallarına aykırı olacağı anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile Akçaabat 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların boşanma esnasında her konuda anlaştıklarını, müvekkilinin boşanmadan sonra çalışmadığını, evli iken çalıştığını, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, davacının nafakayı düzenli olarak ödemediğini, nafakaları icra dosyası açıldıktan sonra ödemeye başladığını, müvekkilinin maddi durumu el vermediği için ailesinin destek sağladığını, ödenen nafakanın çocuğun okul masrafına dahi yetmediğini, giderlerinin fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile Ankara 11. Aile Mahkemesinin 07/11/2012 tarihli 2012/523 Esas 2012/1485 Karar sayılı ilamı ile bağlanan aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılmasına, iştirak nafakasının indirilmesi yönünden açılan talebin reddine karar verilmiştir....
Davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığı, boşanmadan sonra müşterek çocuk Zeynep'in velayetinin davacıya diğer müşterek çocuk Hüseyin Ege'nin velayetinin kendisine verildiğini, şuanda Hüseyin Ege'nin reşit olduğunu, lise son sınıf öğrencisi olduğunu sınavlara hazırlandığını, oğlunun üniversiteyi kazanma durumunda şehir dışında okuyabileceğinden eğitim ve diğer masraflarının artabileceğini, davacının ekonomik şartlarının iyi olduğunu, davacı ve müşterek çocuk Zeynep için hükmedilen nafakaları Isparta İcra Dairesinin 2021/6361 Esas sayılı icra dosyasına nafakaları yatırdığını, zorunlu ihtiyaçlar hariç yaklaşık aylık 5.000 TL ödemesinin mevcut olduğunu bu nedenlerle talep edilen iştirak ve yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesini istemiştir....
Her ne kadar mahkemesince yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmiş ise de; tarafların 2018 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolü ile nafaka bedelinin belirlendiği, boşanmadan 2 yıl sonra davacı erkeğin eldeki davayı açtığı, her ne kadar ekonomik durumunun değiştiğini ileri sürerek vergi ve SGK borçlarından bahsetmiş ise de davacının mimar-müteahhit olduğu, ekonomik durumunun nafakanın kaldırılmasını ya da indirilmesini gerektirecek seviyede olağanüstü bir şekilde etkilenmediği, kadının ekonomik durumunun da boşanma sonrasında değişmediği anlaşılmıştır. Sonuç olarak anlaşmalı boşanma protokolünde karşılıklı özgür irade ile belirlenen yoksulluk nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekirken davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının indirilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Sonrası Açılan Tazminat-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından boşanma kararının kesinleşmesi sonrası yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmamış olması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve katkı payı talepli olarak dava açılmış ve mahkemece görevsizlik kararı ve bu kararın akabinde de, süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından bahisle, davanın açılmamış sayılması kararı verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuklarının velayetinin annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, davacı kadın lehine hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının iş bu duruşma tarihinden itibaren aylık 400,00 TL artırılarak aylık 1000,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, bu nafakanın boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, bu nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk Samed Efe lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının iş bu duruşma tarihinden itibaren aylık 250,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, bu nafakanın boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk Mevlüt için iş bu duruşma tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakası olarak...
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, davacının nafaka bedellerini ödediğini, davalının boşanmadan sonra 4- B kapsamında çalışmaya başladığını, babasına ait otelde sigortalı aktif çalışan olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yine iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kaldırılmasına, aksi takdirde indirilmesine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kadın vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde iştirak nafakasının indirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, sadece davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
İstinaf Sebepleri Davacı -davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....