Davalı duruşmadaki beyanında özetle; Davacı tarafından açılan boşanma davasını kabul ettiğini, anlaşamadıklarını boşanmaya karar verdiklerini, boşanma ve ferileri konusunda aralarında anlaştıklarını, müşterek reşit iki çocukları olduğunu, davacıdan maddi manevi tazminat, nafaka, ziynet eşyası talebinin olmadığını, dosya içerisindeki 08/02/2021 tarihli protokolün onaylanmasını talep ettiğini, sözlü yargılama ve tahkikat aşamalarındaki sürelerden vazgeçtiğini, boşanmaya karar verilmesini, üzerinde herhangi bir baskı ve tehdit olmadığını, beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların birbirlerinden nafaka, maddi manevi tazminat, ziynet eşyası talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, dosya içerisine ibraz edilen 08/02/2021 tarihli anlaşma protokolünün onaylanmasına, karar verildiği görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların Konya 4.Aile Mahkemesinin 10/11/2017 tarih 2017/854 Esas 2017/846 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, işbu kararın kesinleştiği, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2015/2075 Esas 2015/8767 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, boşanma kararının tarafların anlaşmalarına dayandığı, davacının boşanmadan sonra boşanma sebebi ile artık TMK 174 maddesine göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmalanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri, bu sebeple anlaşmalı boşanmadan sonra boşanma sebebi ile tazminat istenemeyeceği, işbu tazminatın da TMK 174 maddesi kapsamında kalması sebebi ile talebin 1 yıllık hak düşürücü süre geçildikten sonra açıldığı gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın dava dilekçesinde; boşanma protokolünde kendisine devredileceği konusunda anlaşma yapılan taşınmazın davalı tarafından satıldığı ve kendisine devredilmediğinden bahisle dava sırasında belirlenecek evin değeri kadar alacağı olduğunu belirtmiş ve şimdilik 10.0000 TL. değerinde alacak talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın değeri bilirkişi tarafından belirlenmiş ve davacı belirlenen 127.834,00 TL üzerinden ıslah talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ve bölge adliye mahkemesi tarafından davacının istinaf talebinin esastan reddine "Kesin" olarak karar verilmiştir....
b)Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı manevi tazminat ve nafaka talebine ilişkindir. Ortak çocuklar yararına nafaka her zaman talep edilebilir, yoksulluk nafakası ise kanunda; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı şeklinde düzenlenmiştir(TMK m.175). Tarafların Alanya 3. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi’nin 29.02.2009 tarihli ve 19.03.2009 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla anlaşmalı olarak boşandıkları anlaşılmaktadır. Boşanmaya ilişkin mahkeme ilamında, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeniyle taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı eşe kusur yüklenemez. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat yükümlüsünün kusurunun varlığı gerekir....
Somut olayda davacı, evliliği süresince çalışamamasından kaynaklanan maddi tazminat ile boşanmadan sonra yaşadığı sıkıntı, üzüntü ve sosyal statü kaybı nedeniyle uğradığı manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Manevi tazminat isteminin, TMK'nın 174. maddesinde sözü edilen ve boşanmaya neden olan sebeplere dayalı olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebinin, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usûllerine Dair 4787 sayılı Kanunun 4/1. maddesinde sözü edilen aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22 maddeleri gereğince, İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Kocanın Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2018(Çrş.)...
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi KARAR Dava, boşanmadan bağımsız olarak açılan, karı-koca arasındaki Borçlar Kanunundan kaynaklanan eşya davasıdır. Başkanlar Kurulunun 29.01.2007 tarih ve 1 sayılı kararı ile bu tür kararların temyizen incelenmesi görevi 01.02.2007 tarihinden itibaren 6.Hukuk Dairesine verildiğinden dosyanın görevli daireye gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanmadan bağımsız olarak açılan, karı-koca arasındaki Borçlar Kanunundan kaynaklanan çeyiz ve ev eşyalarına ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, boşanmadan bağımsız olarak açılan, karı-koca arasındaki Borçlar Kanunundan kaynaklanan alacak davasıdır. Başkanlar Kurulunun 29.01.2007 tarih ve 1 sayılı kararı ile bu tür kararların temyizen incelenmesi görevi 01.02.2007 tarihinden itibaren 6.Hukuk Dairesine verildiğinden dosyanın görevli daireye gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, boşanmadan bağımsız olarak açılan, karı-koca arasındaki Borçlar Kanunundan kaynaklanan eşya davasıdır. Başkanlar Kurulunun 29.1.2007 tarih ve 1 sayılı kararı ile bu tür kararların temyizen incelenmesi görevi 01.01.2007 tarihinden itibaren 6.Hukuk Dairesine verildiğinden dosyanın görevli daireye gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 5.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....