Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, kendisinden tek isteğinin müşterek çocuğun velayeti olduğunu, başkaca bir talebinin bulunmadığını sözlü olarak beyan ettiğini, aile bireylerinin bu duruma şahit olduğunu, boşanmadan sonra elinden gelen bütün yardımı yapmış olduğunu, bu yardımları elden yaptığı için ispat şansının bulunmadığını, yeniden evlendiğini, evlendikten bir hafta sonra da bu davanın açıldığını, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve bir çocuğunun bulunduğunu, sigortalı olarak 3 aydır ve asgari ücretle çalıştığını, yaşadığı yerde kış çok zor geçtiği için doğalgazın yüklü miktarda geldiğini, giderlerini karşılamakta zorlandığını, ev kirası 700,00....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; hakimin kendilerini dinlemediğini, neden böyle bir talepte bulunduklarını mahkemede ifade edeceklerini, delil bildireceklerini, kendilerine süre ve konuşma fırsatı verilmediğini, çocuğun isminin aynı kalmasının çocuğun gelişimini de psikolojik yönden olumsuz etkileyeceğini, mahkemece yeterli inceleme yapılmadan, beyanlarını yeterli bir şekilde ifade edemeden, delil ve kanıt için süre verilmeden reddine karar verildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının lehe bozularak T1 isminin Ceren İkra Korucu olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK'nın 27. maddesine istinaden açılan haklı nedene dayalı isim ve soyismin değiştirilmesi talebine ilişkin olup basit yargılama usulüne tabidir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı kamu düzeni yönünden resen yapılmıştır....
Taraflar arasındaki çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanmadan Sonra Açılan Katkı Payı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm boşanmadan sonra açılan katkı payı alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.19.09.2013(Prş.)...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/719 KARAR NO : 2022/808 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MENEMEN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08.12.2021 NUMARASI : 2021/757 ESAS, 2021/1141 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmasına İzin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, baba Murat Taşçı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı anne ile babanın Karşıyaka 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 tarih ve 9-7/56 sayılı kararında da ayrıntıları açıklandığı üzere, zorunlu müdafiinin yüzüne karşı tefhim edilen ve kendisine zorunlu müdafii atandığından haberi bulunmayan suça sürüklenen çocuğun hakkında kurulan mahkumiyet hükmü kendisine tebliğ edilinceye kadar temyiz hakkı bulunacağından, yokluğunda verilen hükmü 04.07.2012 tarihinde tebellüğ eden suça sürüklenen çocuğun annesinin verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu belirlenmişse de suça sürüklenen çocuğun hüküm tarihinde onsekiz yaşını doldurmuş olması karşısında; suça sürüklenen çocuğun annesinin, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmü temyize hakkı bulunmadığından, suça sürüklenen çocuğun annesinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 12/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda, on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet hakkının koruma altına alınması nedeniyle, atılı suçun mağdurunun anne ile baba olduğu, çocuğun babasının ölü, annesinin ise sağ olduğu anlaşıldığından velayeti kendisinde olan annesinin davaya katılma hakkının bulunduğu, Buna ilaveten; 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 22 inci maddesi ile 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'na eklenen 9 uncu maddesinde yer alan "Haklarında korunma, bakım veya barınma tedbiri kararı alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait sosyal hizmet kuruluşlarına yerleştirilmiş olan çocukların, yüksek yararları gözetilmek kaydıyla, eğitimleri...
nun Tepecik'teki adresine götürüp orada tanımadığı bir şahsa sattığını öğrendiğini söylediği suça sürüklenen çocuğun annesinin ise 04.06.2014 tarihli celsede olay tarihinde oğlu ile birlikte kaldıkları müştekinin evine yeni taşındıklarını, boya yapıldığı için eşyaların kapının önünde olduğunu, televizyonu hurdacının aldığını fakat daha sonra geri aldıklarını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun arkadaşı ... ile annesinin beyanında geçen hurdacının açık kimliklerinin tespit edilerek tanık olarak beyanları alındıktan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller çerçevesinde suça sürüklenen çocuğun hukuksal durumunun değerlendirilmesi gerekirken, bu konularda kovuşturma genişletilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
daha önce ne tür ilaçlar kullandığını, kendisinin neden haberinin olmadığını sorduğunu, karşı davalının ve ailesinin hiçbir cevap vermediğini, karşı davalının annesinin ''Pınar 2- 3 gün kafasını toplasın'' diyerek kızlarını götüreceklerini söylediğini, karşı davacının çocuğunu emzirmesi karşılığında izin verdiğini, ancak bir kaç saat sonra karşı davacının annesinin arayarak çocuğu bırakıp gittiklerini söylediğini, karşı davalının bu tarihten sonra da müşterek konuta bir daha dönmediğini, çocuğunu da arayıp sormadığını, son olayın akşamında çocuğun tekrar rahatsızlandığını, o gece hastanede bir gün gözetim altında tutulduğunu, çocuğun anne sütüne muhtaç olması nedeniyle karşı davacının eşini aradığını ancak karşı davalının çocuğa halası ve babaannesi baksın dediğini, bu olaydan sonra karşı davacının bir daha karşı davalıyı aramadığını, bu süreçte karşı davacının annesinin de rahatsızlandığını, karşı davacının hem çocuğu hem annesi ile ilgilenmesinden dolayı işini aksatmak zorunda kaldığını...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/583 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen 25/11/2022 havale tarihli dava dilekçesinde özetle: Hatice Esila Büyüköz'ün gerçekte müvekkili ve davalının müşterek çocukları olduğunu, çocuğun davacı müvekkili ile birlikte yaşadığını, müvekkili ve davalının evlenmediğini ve çocuğun evlilik dışında dünyaya geldiğini, Hatice Esila Büyüköz'ün nüfus kaydında baba hanesinde Berkant yazdığını ancak anne hanesine kayıtlı olduğunu ve annesinin soyadını aldığını, davalının vefat ettiğini, davalının adına Ankara ve Kırşehir ilinde taşınmazlarının olduğunu, davalının başka çocukları da olduğu için mal kaçırma durumunun söz konusu olduğunu beyan ederek davalının ve çocuklarının mal kaçırdığından bahisle aktif ve pasif taşınır-taşınmaz kayıtlarının araştırılarak bütün mal varlığına tedbir konulmasına, Hatice Esila Büyüköz'ün davacı ve davalının müşterek çocuğu olduğununu tespiti ile davalı ile arasında soy bağı kurulmasına, küçüğün mevcuttaki anne hanesindeki nüfus kaydının iptali...