bulunduğunu ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacı tarafça açılan davanın kabulü ile küçük T6 TEPEBAŞ olan soy adının davacı annenin kızlık soyadı olan KOCAÖZ olarak değiştirilmesine karar verildiği görüldü. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vasisi 02/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kayseri BAM 2. Hukuk Dairesinin kaldırma kararına uygun şekilde karar verilmediğini, hiç bir delil toplanmadan karar verildiğini, çocuğun ana okuluna gittiğini, akranları ile bu husustan dolayı uzaklaşmak isteyeceğini ve çocuğun gelişimini etkileyeceğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vasisi süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
bir araya geldiklerinde müşterek çocuğa arkadaşları tarafından annesinin soyadının neden farklı olduğu gibi sorular sorularak müşterek çocuk bu durumdan olumsuz etkilendiğini, müşterek çocuğun velayeti altındaki anneden farklı bir soyadı olması müşterek çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu, müşterek çocukla annenin aynı soyadı taşıması çocuğun üstün yararında olduğunu belirterek, açılan davanın kabulü ile, müşterek çocuğun “Hocaoğlu” olan soyadının Korkmaz olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nin soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... müşterek çocuğun yaşı ve cinsiyeti itibariyle anne ilgi ve bakımına muhtaç olması, çocuğun baba yanında daha çok babaanne tarafından büyütülmesi ve babaannenin yaşı gereği büyüyen çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağı, davacının psikolojik rahatsızlığının velayet ödevini yerine getirmeye engel olmayacağı, uzman bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan rapora göre müşterek çocuğun annesinin yanında yaşamaya devam etmesinin çocuğun yüksek yararına olacağının bildirildiği anlaşılmakla müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk ile baba arasındaki iletişimin devamı için davalı baba ile kişisel ilişki kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. "gerekçesi ile; "Davanın KABULÜ ile Gülsena Gülsüm TÜRK'ün velayetinin davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine," karar verilmiştir....
kaldıracaktır.Oysa ihtilafta yukarıda açıklandığı üzere çocuğun bu şekildeki üstün yararının en başından itibaren bulunduğunun varsayılması halinde ise hem çocuğun üstün yararına aykırılığın araştırılması hem de velinin bu sıfatına göre sahip olduğu hakları kullanabilmesi,kadın ve erkeğin evlilik sona erdiğinde de eşit hak ve sorumluluklara sahip olması gerekliliği,cinsiyete göre ayrım yapılmama evrensel kuralı sağlanabilecektir.Nitekim TC.Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 gün ve 2013/3434 no.lu,yine 11.11.2015 gün ve 2013/9880 no.lu,yine 20.07.2017 gün ve 2014/1826 no.lu bireysel başvuru kararlarında "...velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkınında yer aldığını,eşlerin gerek evlilik sırasında gerek sonrasında aynı hukuksal konumda olduklarını,erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini"belirtmesi sonrasında "çocuğun bir aileye...
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan ... ile 02.05.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 04.05.2013 doğum tarihli Emine Anka'nın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile kızının soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda zorluklar yaşadığını, çocuğun da bu durumu sorguladığını, babanın çocuğunu yılda 2-3 kez gördüğünü, çouğun sosyal ortamlarında babanın çocuğuyla birlikte olmadığını, çocuğun da kendisiyle aynı soyadını taşımak istediğini iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldırım" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılınçkan" olarak değiştirilmesini istemiştir....
Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, çocuğun aile apartmanında yaşadığını, kuzenleri ve ev halkından başka bir soyadına sahip olmaktan rahatsız olduğunu, annesiyle aynı soyadda olmasını anlayamadığını, zor olan Şenyağcı soyadını söylemek istemediğini, ben de Dönder olmak istiyorum dediğini, annenin öğretmen olduğunu, çocuğun resmi işlerinde soyadı farklılığının davacıyı zorladığını, her türlü işlemde boşanmış olduğunu açıklamak zorunda kaldığını, bundan rahatsız olduğunu iddia ederek dava açmıştır....