Taraflar hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda müşterek çocuk; annesinin yaptığı hatalar nedeniyle onunla görüşmek istemediğini, son olarak annesi ile tartışmasından sonra halasının yanına gittiğini, bir daha annesi ile görüşmek istemediğini, annesinin kendisini görüşmek için aradığını ama kabul etmediğini ifade etmiş, davacı baba; ortak çocuğun annenin yeniden evlenmesi sebebiyle birlikte yaşadığı annenin yanından ayrıldığını, davalı anne ise; davacı babayı kendisinin şikayet etmesi nedeniyle babanın yargılanıp hapis cezası aldığını, bunun üzerine davacının çocuğu kendisine karşı kullanmaya başladığını, çocuğun kendisini suçladığını babam senin yüzünden hapse girecek dediğini ve o dönem yeniden evlendiği için çocuğun buna da tepki gösterdiğini beyan etmiştir. Toplanan delillerden; tarafların 31.10.2011 tarihinde kesinleşen karar İle boşandıkları, ortak çocuğun velayetinin davalı anneye bırakıldığı, davacı babanın......
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında çocuğun üstün yararına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğu, ortak çocuk ile soyadlarının farklı olmasından dolayı zorluk çekildiği ve çocuğun arkadaşları ile tartışmalar yaşadığının ispatlandığı, benzer durumda açılan davaların kabul edildiği, işbu davanın da kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davasında, haklı sebebin varlığı ve çocuğun üstün yararının gerçekleşip gerçekleşmediği davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Ancak; Mağdurun evine geceleyin saat 4:00 sularında girerek, önce yatak odasından mağdurun kızına ait cep telefonunu alıp devamında, evin mutfak çekmecelerini karıştıran sanığın çıkardığı sesleri duyan, mağdurun annesinin, mağduru uyandırdığı, bu arada sanığın pencereden atlayarak kaçtığı, Mağdurun 4.3.2011 tarihli verdiği ifadesinde annesinin sanığı elinde bıçak olduğu halde görüp müdahale edemediğini söylediğini, annesinin hali hazırda vefat ettiğini, bıçağın da mutfaklarından alınmış olup halen kayıp olduğunu beyan etmesi; sanığın ise suça konu telefonun ilk kullanıcısı olarak olay tarihinden 2 gün sonra kullanmaya başladığı ve mahalleden soyadını ve açık kimliğini bilmediği ... isimli bir şahıstan bedel ödemeksizin alıp ve 3-4 gün kullandığı yönünde savunmada bulunması karşısında; öncelikle sanığın savunmasında gecen ... adli kişinin açık kimliği tespit edilip gereğinde konu hakkında beyanı alınıp sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki...
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve fer'îleri ile birlikte çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan karşılıklı boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulüne, davacının ortak çocuğun soy adının değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... kadının "müşterek çocuğun soyadının değiştirilmesi" talebinin, iş bu dosyadan tefriki ile Daire'nin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ...'in boşandığı eşi .... ile müşterek çocuğu ...'in hanesinin annesinin hanesine kaydının yapılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır."...
velayet hakkı kendisine verilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilesi talebinin velayet hakkı kapsamındaki çocuğun soyadını belirleme hakkını da kapsadığı, bu değişikliğin çocuğun üstün yararına olması ve adını Yusuf ve Soyadını da Koç olarak bilip bu şekilde kullanılmasını isteyen çocuğun benimsediği ve kullandığı isim ve soyisimle anılmasının onun psikososyal gelişimi açısından yarar sağlayacağı, yerleşik Yargıtay kararları ve Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda davacının davasında haklılığının ispatlandığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulüne karar verilmiştir....
CEVAP Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde, asıl davanın reddi ile kendi davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak konutun eş ve ortak çocuğa özgülenmesine, tapu kaydına aile konutu şerhi işlenmesine ve devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk, 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, kadının bugüne kadar tüm özel ve resmi işlerinde eşinin soyadını kullandığı, bu soyadı ile tanındığı, müşterek çocuk Cansu'nun da boşanmış bir çiftin çocuğu olarak gözükmek istemediği, özellikle çocuğun menfaati için eşinin soyadını kullanmaya devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa; istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. (TMK.md.173/2) Koca, koşullarının değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir....
Cevap dilekçesi: Davalı Nüfus müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuğun soyadını anasının belirlenmesine ilişkin yeni bir düzenleme yapılmadıkça velayet annede olsa bile çocuğun babanın soyadını taşımaya devam edeceğini bildirmiştir. Davalı erkek süresi geçtikten sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; çocuğun aile arasında Kezban Erva olarak çağrıldığını, bu ismin tarafların ortak iradesiyle konulduğunu, Kezban isminin davalının annesinin ismi olması dolayısıyla manevi değeri olduğunu, davalının kin ve nefret duygusuyla bu davayı açtığını, çocuğun soyadının da reşit olmasından sonra açacağı bir dava ile dinlenebileceği, Cerit soy ismini ve annesinin Kezban adını taşıyan erkek soyundan gelme tek torunları olduğundan ayrı bir öneme sahip olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili ve dahili davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekili ile dahili davalı ...'nün istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....