WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nafakası ödenmesine, tedbir nafakasına artırım uygulanmasına ilişkin bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle kadının nafakaya artış uygulanması talebinin reddine, birleşen davada birleşen dava tarihinden itibaren kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile hükmün kesinleşmesinden sonra aylık 600,00 TL iştirak nafakası takdirine, asıl davada verilen tedbir nafakası ile birleşen davada verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür oluşturmamasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 35.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir....

    Ancak davada, annenin velayeti altında bulunan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafaka iştirak nafakası niteliğindedir. Bu itibarla mahkemece yanlış nitelendirme sonucu müşterek çocuk için kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendindeki “ … kararın kesinleşmesine kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak adı altında ayda 250 TL nafakanın …” ifadesi çıkarılarak yerine “itibaren geçerli olmak üzere aylık 250 TL iştirak nafakasının” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davada, TMK'nun 195 ve devamı maddeleri kapsamında ayrı yaşamada haklılık olgusuna dayalı tedbir nafakası istenilmiştir. Mahkemece, tensiple birlikte yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak, tedbir nafakası istemine ilişkin davalar, taraflardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Kamu düzenine ilişkin bulunmayan yetki kuralı için davalının yetki itirazında (HUMK.md.187/2) bulunmaması halinde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilemez. Somut olayda, davalının yasal süresi içerisinde yetki itirazı bulunmadığı halde mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı şekilde resen yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir....

        Davada; davacı için 400 TL tedbir nafakası talep edilmiş, yargılama sırasında davalının açtığı boşanma davasının kesinleşmesi nedeniyle, davacı vekili, talebini değiştirerek, yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş ve mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; davacı için aylık 200 TL yoksulluk nafakasının, davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle boşanma kararı kesinleşmediği için, mahkemece, dava tarihinden, boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakasına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davanın açıldığı tarihten itibaren ayrı yaşamada haklılığını ispatlayan davacı için maddi hataya dayanılarak dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmesi bozma sebebi yapılmamıştır....

          Aile Mahkemesi 07.07.2014 tarihli tavzih kararı ile; bozma öncesi yapılan yargılamanın 27.10.2010 tarihli celsesinde kadın yararına 1.000TL, çocuk yararına 500TL tedbir nafakası ödenmesine karar verildiği, 30.05.2011 tarihli celsede ise; kadın yararına verilen tedbir nafakasının aylık 500TL olarak yeniden düzenlenmesine, çocuk yararına 500TL olarak verilen tedbir nafakasının devamına karar verildiği, nihai kararın hüküm fıkrasının 5. bendiyle “çocuk için ara kararıyla aylık 1.000,00TL olarak verilen tedbir nafakasının devamına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakasına çevrilmesine” şeklinde hüküm kurulduğu, belirtilen her iki ara kararında da çocuk yararına 500TL tedbir nafakasına hükmedildiği hâlde hükümde sehven 1.000TL olarak belirtildiği gerekçesiyle davacı-birleşen davada davalı vekilinin tavzih talebinin kabulüne, hüküm fıkrasının (5) nolu bendinin "Çocuk için ara kararı ile aylık 500,00TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının devamına” şeklinde karar verilmiştir....

            Aile Mahkemesi'nde 2020/756 E.sayılı dosya ile boşanma davası açtığı mahkemece bu boşanma davasında kadın lehine TMK 169.maddesi uyarınca tedbir nafakası bağlandığından bahisle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; kadının bağımsız açtığı tedbir nafakası davasında, boşanma davasından ayrı olarak, TMK 197.maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, zira boşanma davası reddedildiği takdirde TMK 197. maddesi uyarınca boşanmadan bağımsız bağlanan tedbir nafakasının devam edeceği, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu yanlış karar verilmiş ise de; davanın konusuz kalması ve karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararına ilişkin istinaf olmadığından, bu yanlışlığa işaret edinilmekle yetinilmiştir....

            Bu nedenle, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve bu davada davalı sıfatı bulunmayan dahili davalılar bakımından esas hakkında hüküm tesisi ... değildir. Öte yandan, Türk Medeni Kanununda tedbir nafakası ile yardım nafakası ayrı ayrı hükümlerde düzenlenmiş olup, eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesi halinde alanacak önlemler TMK'nun 197 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Dava dilekçesindeki istem de bu önlemler çerçevesinde ayrı yaşayan eşten talep edilen tedbir nafakası niteliğindedir. TMK'nun 364 ve devamı maddelerinde düzenlenen yardım nafakası ise, ... olan ve kendi imkanları ile geçimini sağlayamayan kişinin üstsoy ve altsoyu ile kardeşlerinden talep edebileceği bir nafaka türüdür. Kabule göre de nafakadan müteselsil sorumluluğa hükmedilmesi de ... değildir....

              Davacı taraf tedbir nafakası verilmesi baştan hatalı olduğundan ödediği bedeli ödeme tarihinden itibaren talep etme hakkına sahiptir. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında icra dosyasında davacının istirdat talep ettiği 36.600,00 TL+ 750,00 TL asıl alacağın kadın için belirlenen tedbir nafakası için ödendiği sabittir. Bu ödemenin ahlaki ödeme sayılması mümkün olmadığı gibi boşanma davasının başlangıç tarihinden itibaren bozma kararı sonrası Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2012/1029 Esas, 2013/93 Karar sayılı kararına kadar dosya kapsamında kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmediği, çocuk için hükmedilen tedbir nafakalarının da ayrıca ödendiği, söz konusu dekontlarla yapılan ödemelerin çocuğun tedbir nafakası olmadığı da anlaşılmıştır....

              tarihten itibaren geçerli olmak üzere her ayın 15.günü aylık 600,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl Ocak ayında % 20 oranında artırılmak suretiyle erkekten alınarak kadına verilmesine, tarafların anlaşmaları ve feragatleri kapsamında erkeğin manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, kadının, tedbir, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, tarafların anlaşmaları kapsamında Tekirdağ ili Kapaklı ilçesi 335 ada 1 parsel, B03 blok, 8....

              Davada, Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/859 esas-2008/216 karar sayılı ilamı ile boşanmaya karar verilmesine rağmen yoksulluk nafakasına karar verilmediği ileri sürülerek aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası istenilmiştir. Mahkemece, boşanma davasında tedbir ve yoksulluk nafakası talep edildiği; tedbir nafakası yönünden davanın kısmen kabulüne “fazlaya dair istemlerin ise reddine” kararı verilmekle dolaylı olarak yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği ve bu hükmün kesinleştiği gerekçesi ile davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HUMK. 388 ve 389 maddelerinde mahkeme kararının taşıması gereken hususlar gösterilmiş olup, verilen kararla taraflara bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüt yaratmayacak şekilde açık yazılmalı aynı açıklık red edilen taleplerin neler olduğuda açıkca belirtilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu