Davacı kadın tarafından açılan aile konutu olarak kullanılan ve mülkiyeti davalılardan ...'na ait taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması ve taşınmazın üzerine konulmuş olan ipoteğin kaldırılması davasının yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince; taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına, ipoteğin kaldırılması davasının reddine hükmedilmiş ve hükme karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurmuştur....
olarak kullanılmadığını, aile konutu şerhi konulması için hali hazırda aynı konutta ikamet edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK m. 194/1). Dava konusu taşınmaz üzerine 24.5.2011 tarihinde aile konutu şerhi konulmuştur. Taraflar arasında evlilik birliğinin hukuken devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı aile konutu şerhinin kaldırılmasını haklı kılan bir delil getirememiştir. Davalı erkeğin 2011 yılında müşterek konutu terketmesi ve bu tarihten sonra tarafların ayrı yaşıyor olması başlı başına aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmez."...
Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....
'e yönelik taşınmaza aile konutu şerhi verilmesi ve taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davasında ise taşınmazının malikinin diğer davalı eş ... olmadığından kayda şerh verilmeyeceği, konutun aile konutu olduğunun tespiti talebi hakkında davalı eş ...'in kabulü bulunduğu gerekçesiyle; davalı ... yönünden aile konutu tespiti davasının husumet dava şartı yokluğundan reddine, diğer davalı eş ... yönünden ise taşınmazın kaydına aile konutu şerhi verilmesi davasının reddine, aile konutu tespiti davasının ise kabulüne, davalı ... yararına maktu vekâlet ücretine, davalı ...'e yönelik dava nedeniyle davacı yararına maktu vekâlet ücretinin yarısı oranında vekâlet ücretine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Tarafların evlilik birliği devam etmekte iken konulmuş bulunan aile konutu şerhinin, boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte her hangi bir hükmü kalmayacağı ve taşınmazın kendiliğinden aile konutu şerhi olmaktan çıkacağının sabit olduğunu, zira boşanmanın gerçekleşmesinden önceki süreçtede taraflar fiilen ayrı olup, evliliğin sona ermesinden sonra zaten aile konutuna özgülenmesi söz konusu olmamış, dolayısıyla yasa hükümlerine göre evlilik birliğinin sona ermesiyle aile konutu şerhi kendiliğinden sona eren ve hükümsüz kalan taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasında, tarafların boşanmış oldukları ve aile konutu şerhinin geçerliliği kalmadığı hususunun gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki evlilik birliği sona ermiş olmakla, geçerliliği kalmayan aile konutu şerhinin dikkate alınmaması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, şerhin varlığının paydaşlığın giderilmesi...
taşınmazın yukarıda belirtildiği üzere aile konutu niteliğinde olması sebebiyle aile konutu şerhi konulması davasının da kabulü ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İntifa Hakkının Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Aile konutu şerhi konulması davasında.... davalı olup, davacının davasının kabulü halinde davalı ... aleyhine maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, her iki davalının bu vekalet ücretinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md. 438/7)....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu olan taşınmazın davalı eş tarafından davalı bankaya muvafakati alınmadan ipotek verildiğini belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece verilen ilk kararda davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 25.03.2014 tarih, 2013/17313 esas ve 2014/6820 karar sayılı ilamı ile “Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu konusunda ön inceleme aşaması tamamlanmasına kadar taraflar arasında çekişmeli bir vakıanın varlığı belirlenemediği gibi tarafların dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığı yönünde bir iddiası ve savunması da bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sırasında dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğu anlaşıldığından davacının, taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, taşınmazın aile konutu olduğunun adres beyanları ve tanık ifadeleri ile tespit edildiğini, aile konutu niteliğindeki taşınmaz için davacının açık rızası alınmadan ipotek konulduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesine aykırı tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....