Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....
Bir yandan iştirak nafakası yönünden çekişmenin sürdüğünü açıklayıp diğer yandan sanki fer'i hükümlerin tamamında anlaşma oluşmuş gibi, hükmün boşanma bölümünün yapılan sınırlama ile kesinleşmesine sebebiyet vermek telafisi olanaksız bir çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma kararının fer'i hükümlerinde çekişme sürdüğüne göre anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümü kesinleştirilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından "anlaşmalı boşanma" talebiyle açılmış, ön inceleme duruşmasında davalı, boşanmak istemediğini beyan ederek davaya karşı çıkmıştır. Tarafların ön inceleme duruşmasına katılıp, bu duruşmada "boşanma ve mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda" anlaşamadıkları görüldüğüne göre, dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür. Bu durumda taraflara iddia ve savunmaları doğrultusunda delil bildirme imkanı tanınıp, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı ve toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek sonuca gidilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından; davacı-karşı davalı kadının açtığı boşanma davasında kusur belirlemesi, kadın yararına takdir edilen tazminatlar, nafakalar ve davalı-karşı davacı erkeğin açtığı boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davacı ... 07.11.2017 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı davada kusur belirlemesi, kadın yararına takdir edilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyizden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin bahsi geçen yönlerden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı ... 07.11.2017 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davalı-karşı davacı erkek...
İki tarafın temyizi üzerine; 27.10.2014 tarihli bozma ilamımızda yazılı gerekçelerle hüküm; kadının tedbir nafakası talebi yönünden onanmış, müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve kadının boşanma davasında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması yönünden bozulmuş, bozma sebebine göre hükmün davalı karşı davacı erkeğin boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin bölümünün şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyularak oluşturulan ikinci kararda da davacı karşı davalı kadının karşı boşanma davası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu açıklama karşısında mahkemece yapılacak iş her iki tarafın boşanma davası ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm oluşturmaktan ibarettir....
İstinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ilk derece mahkemesi kararından kadının davasına yönelik hükümlerin çıkarılarak kadının davasının TMK.m. 166/1 gereğince kabulüne, kadın lehine vekalet ücretine, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine karar verilmiş, erkeğin boşanma davasına yönelik yeniden hüküm kurulmamıştır. Kadının her iki boşanma davasını istinafa getirmesi ve erkeğin de kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmekle, ilk derece mahkemesi kararı ortadan kalkmış olup, kesinleşen bir yön bulunmamaktadır. O halde, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri hakkında da açıkça yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu karara karşı davalı kadın tarafından tamamı yönünden, davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı erkek yararına 4.000 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Feragat edilen dava münhasıran TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir....
yeni haberdar olduğunu davalı ve Samira adlı kişinin doktor olması nedeniyle doktorluk görevlerini kötüye kullanarak açmış olduğumuz boşanma davası süresince tüm gebelik doğum kayıtlarını hastane kayıtlarında oynamış, gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, yasaya ve yargıya karşı açıkça hile uygulanmış ve yetkili mercileri yanıltarak suç işlemiştir, bunların yargılamanın yenilenmesi için yeterli bir neden olduğunu, 30/06/2020 tarih ve 2019/454E- 2020/266K sayılı boşanma kararınını yargılanmanın yenilenmesi yolu ile HMK hükümlerine göre kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hükme karşı, davacı-karşı davalı erkek tarafından asıl boşanma davasının reddi ve kadının birleşen boşanma davasının kabulü ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince, kadının asıl davaya karşı ikame ettiği karşı dava ile, birleştirilmesine karar verilen ve yine kadın tarafından karşı davadan sonra açılan Gölbaşı 1....
KARŞI OY YAZISI Davalı kadın eş tarafından 27.11.2012 tarihinde açılan boşanma davası Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/770 esas sayılı dava dosyası ile derdest iken, bu kez davacı erkek eş tarafından 18.07.2013 tarihinde boşanma ve manevi tazminat istemli dava açılmış, işbu dava dosyalarının yargılamalarının ayrı ayrı yapılması sonucunda Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/770 esas sayılı dava dosyası karara bağlanmış ve bu dosya üzerinden verilen karar, karar düzeltme talebinin reddi sonucu 25.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Başka bir ifadeyle boşanma kararının verildiği dava dosyasındaki kararın kesinleşmesi tarihinde davacı erkek eş tarafından açılmış ve görülmekte olan bir boşanma davası mevcuttur. Her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilir. Davacı erkek eş davasında boşanma ve boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebinde bulunmuştur....