Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların mahkemece hüküm altına alınan protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşmalı boşanma protokolünde ve mahkeme huzurunda verdikleri ikrarda katkı payı ve mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir alacaklarının bulunmadığını belirttiklerini, boşanma davasının duruşmasında, anlaşmalı boşanma protokolünde de yer verdikleri üzere "taraflar duruşmada … katkı payı ve mal rejiminden doğan taleplerinin olmadığını belirterek imzaları ile tasdik etmişlerdir" denildiğini, davacının katılma alacağı talebinden boşanma davasında feragat etmiş olup, mahkeme içi ikrar iş bu dava bakımından kesin delil niteliğinde olduğunu, yerel mahkemece bu husus değerlendirilmeden, kesinleşmiş olan mahkeme kararına ve mahkeme içi kesin delil niteliğinde olan ikrara aykırı olarak karar verildiğini, mahkemenin mal rejimine ilişkin taşınır ve taşınmaz eşyaların ismen sayı ve adet olarak anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilmesi gerektiği gerekçesi...
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad. 222). Yukarıda açıklanan hukuki düzenlemeler ve açıkmalar ışığında somut olayda; mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi (TMK.'...
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 25.11.2006 tarihinde evlendikleri, 03.08.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 21.01.2011 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, TMK'nun 222. maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Dava konusu araç, 19.12.2006 tarihinde satış yoluyla davalı koca tarafından edinilmiş ve boşanma davasının açılmasından hemen önce 19.06.2007 tarihinde satış yoluyla diğer davalı kardeşi ...'ya devredilmiştir....
Dava konusu 5822 ada 16 parsel üzerindeki binanın 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümleri 18.12.1996 tarihinde ipka ile davalı adına kayıtlı görünmekte olup taşınmazın öncesinde 789 ada 179 parsel olduğu ve bu parselde davalı ... Şavklı’nın (Ekmekçi) 15.7.1985 tarihi itibarıyla satın alma suretiyle 3000/154030 pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazların satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir....
Mesken nitelikli ve TOKİ adına kayıtlı 2554 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölüm ise 08.02.2008 tarihinde TOKİ ile davalı arasında yapılan ve mülkiyetin devrine esas olarak düzenlenen sözleşme ile kısmen peşin kısmen 120 ay vadeli borçlanma ile davalıya temlik edilmiştir. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Dava konusu taşınmazların edinildiği tarihler itibariyle eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava, TMK.nun 219, 231 ve 236. maddelerine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Anılan protokol anlaşmalı boşanma için hazırlanmış ve dosyaya sunulmuştur. Yargılama oturumunda da, davacı, protokolün içeriğini kabul ediyorum, açıklamasında bulunmuştur. Kural olarak, boşanma davalarıyla birlikte mal rejimine ilişkin açıklamaların ve eşler arasında varılan sonuçların anlaşma protokolünde yer almalarında herhangi bir sakınca bulunmayıp bunu engelleyen bir kanun hükmü de yoktur. Yine ilke olarak, dar kapsamlı olarak ifade edilen ibarelerin boşanmanın feri niteliğinde bulunan nafaka, maddi – manevi tazminat gibi istekler ile boşanmanın feri niteliğinde bulunmayan ev ve çeyiz eşyalarını kapsadığı kabul edilebilir. Mal rejiminden kaynaklanan istekler boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise, bu taktirde taşınır ve taşınmaz niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerekir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davalılar arasındaki Bursa 7. Aile Mahkemesi 2019/595 esas sayılı mal rejimi davası ile Bursa 7. Aile Mahkemesi 2019/567 esas sayılı boşanma davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 17....
Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zamanaşımı işlemeyeceğinden (duracağından) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu durma devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren TBK'nun 146. maddesinde öngörülen zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zamanaşımının başlangıç tarihi saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi uygun olacaktır. Dava ve ıslah tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usul ve kanuna aykırı şekilde ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Her ne kadar bu protokolde evlilik içinde edinilen malların paylaşımına ilişkin bir anlaşma veya anlaşmaya işaret edecek bir ibare bulunmamakta ise de her iki tarafın hazır oldukları ve bizzat beyanda bulundukları 6.3.2007 tarihli yargılama oturumunda o dosyanın davacısı İbrahim’in protokolü tekrarına ilişkin beyanları sonrasında davalı ...’nun tazminat ve nafaka talebi olmadığını ifade ettikten sonra "evlilik birliği içinde ve dışında edindikleri tüm mal ve hakları aralarında paylaştıklarını, kendisine ait mal ve eşyaların tamamını aldığını, İbrahim’den bir alacağı kalmadığını" açıkladığı, bu açıklama sonrası davacı ...’in açıklamaya bir itirazı olmadığı gibi anlaşma doğrultusunda ısrar ettiğini ifade etmiştir. Hükmün gerekçesinde de tarafların velayet ve mali konularda anlaşma şekillerinin mahkemece benimsendiği yer almış, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
Davacı vekilinin boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın ferisi niteliğindeki tazminat ve nafaka ile ev eşyalarına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi ve dava konusu 15 nolu bağımsız bölüme ilişkin bir açıklama ve istek bulunmamaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi davası boşanma davasının eki niteliğindeki davalardan değildir. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....