TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır....
Yabancı mahkeme boşanma kararının kesinleşmesi tarihinin eşlerin boşanma tarihi ve evlilik birliğinin sona erdiği tarih olarak hüküm ifade etmesi, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi şartına bağlıdır. Böyle olması, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten değil, tenfiz-tanıma kararının kesinleştiği tarihten itibaren eşler arasında mal rejimi tasfiyesi davasının zamanaşımının başlayacağı sonucunu doğurmaz. Yabancı mahkeme boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde böyle bir davanın açılması gerekir. Kesinleşen boşanma kararının hüküm doğurması, tanıma-tenfiz ön şartına bağlı olduğundan tenfiz-tanımaya karar verilip kesinleşmesi hâlinde boşanma ve mal rejiminin tasfiye edilebilirliği bu dava tarihinden daha önce gerçekleşmiş olacağından belirtilen sürede açılan mal rejimine ilişkin alacak davasının erken açıldığı gerekçesiyle reddi usul ve yasaya uygun olmayacaktır....
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmiş, 10.01.2006 tarihli açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.01.2006 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. (TMK.nun 225/2). TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu taşınmaz 20.08.1984 tarihinde davalı adına satın alma nedeniyle tescil edilmiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/96 esas sayılı boşanma davasının mahkemenin 10/07/2019 tarih 2019/226 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin boşanma dava dilekçesinde mal rejimine de ilişkin talepte bulunduğu ve gösterdiği dava değeri üzerinden peşin nispi harcını yatırdığı, artık davacının mal rejiminin tasfiyesine yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davasının bulunduğu, TMK 225/1. maddeye göre taraflar arasındaki mal rejiminin eşlerden birinin ölümü, boşanma veya evliliğin iptali ile sona ereceği hükmünün, TMK 225/2. maddesinde ise, mahkemece evliliğin boşanma nedeniyle sona erdirilmesine karar verilmesi durumunda kural olarak mal rejimi dava tarihinden itibaren sona erer hükmünün düzenlendiği, dolayısıyla taraflar arasında kesinleşmiş bir boşanma hükmünün bulunmasının mal rejimi davaları açısından görülebilirlik ön koşulu olduğu, nihai kararda boşanmanın reddine karar verilmesi halinde dahi mal rejiminin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada ...Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı ile davalı ... arasındaki boşanma davasının derdest olduğu ve taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemesi ise, davanın muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, davacının davalılardan ... ile halen evli olduğu, boşanma davası açılmadan 3 yıl önce tarafların ev satın aldığını,ancak boşanma davası açıldıktan sonra davalı ...'...
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı 3. kişi ...’ın boşandığı eşi olan borçlu davalı ...’un alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmasına (İİK 280/II), davacıların asıl amaçlarının, boşanmaya ilişkin mahkeme hükmünün iptali değil, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali olmasına, boşanma davasında tarafların mal bölüşümünün mahkeme tarafından değil taraflarca belirlenmesine, edinilmiş malların paylaşımında borçlunun, kendine hiç mal bırakmayan ve boşandığı eşine 2 taşınmaz, şirket hisseleri ve 900.000,00.-TL tazminatı kabul eden sözleşmeyi imzalaması hayatın olağan akışına uygun düşmemesine, bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkanı bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Fransa Aile Mahkemesince boşanma ve mal tasfiyesine ilişkin karar verildiğini, bu kararda Türkiye'de bulunan gayrimenkulün boşanma safhasından sonra edinilmiş olduğundan tabiatıyla mal rejimine dahil edilmediğini, Fransa'da açılan davanın kesinleştiğini ve bu davada tarafların itirazı olmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı tutulmadığını, boşanma davasından sonra edinilen malların edinilmiş mallara dahil olmayacağını, Paris Mahkemesinin kararında tarafların ayrı yaşadıkları ve dokümanların bulunduğu, bu dokümanlarda 2 Ocak 2014 tarihinde dava dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin ifade bulunduğunu, taşınmazın edinme tarihinin tapu senedinde görüleceği üzere 12 Şubat 2014 olduğu dikkate alındığında dava konusu taşınmazın boşanma davasının açılma tarihinden sonra edinildiği hususunun açık olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan ettiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına ve mal rejiminin tasfiyesine karar verildiği görüşünden hareketle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır....
Somut olaya gelince; eşler, 08.08.2004 tarihinde evlenmiş, 29.08.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Tasfiyeye konu ... plakalı 2005 model ... marka aracın evlilik birliği içinde 05.12.2005 tarihinde satın alınarak davalı eş adına trafik siciline kaydedildiği görülmektedir. Davalı, bu araç için kişisel malı olduğu savunmasında bulunmuştur....
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinim tarihine göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır....