WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 07.12.2011 gün ve 555/1174 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde vekil edeni ile davalının 1985 yılında evlendiklerini, ... 2....

    Bu durumda mal ayrılığı dönemindeki davacının yaptığı katkının, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacağı döneme değer artış payı olarak geçeceği ve buna göre davacının katılma alacağı yanında ayrıca değer artış payı alacağının da hesaplanarak karar verilmesi gerekirken, aynı binadan dolayı davacı için hem katılma alacağı hem de katkı payı alacağı verilmesi doğru olmamıştır. Davacının değer artış payı alacağına katkı payı alacağı olarak hükmedilmesi doğru değildir. Dava konusu binanın karar tarihine en yakın tarihteki değerine göre karar verilmesi gerekir. Karar tarihi itibariyle sürüm değerine göre hesaplama yapılması gerekirken mahkemece katılma alacağına, yapılan keşif sonucu belirlenen değere göre hükmedilmiş ise de; keşifle karar tarihi ve istinaf incelemesi tarihi arasında makul kabul edilmeyecek uzun bir süre geçmiştir. Bu nedenle hesaplamalara esas sürüm değerinin güncellenerek buna göre karar oluşturulması gereklidir....

    Bu durumda mal ayrılığı dönemindeki davacının yaptığı katkının, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacağı döneme değer artış payı olarak geçeceği ve buna göre davacının katılma alacağı yanında ayrıca değer artış payı alacağının da hesaplanarak karar verilmesi gerekirken, aynı binadan dolayı davacı için hem katılma alacağı hem de katkı payı alacağı verilmesi doğru olmamıştır. Davacının değer artış payı alacağına katkı payı alacağı olarak hükmedilmesi doğru değildir. Dava konusu binanın karar tarihine en yakın tarihteki değerine göre karar verilmesi gerekir. Karar tarihi itibariyle sürüm değerine göre hesaplama yapılması gerekirken mahkemece katılma alacağına, yapılan keşif sonucu belirlenen değere göre hükmedilmiş ise de; keşifle karar tarihi ve istinaf incelemesi tarihi arasında makul kabul edilmeyecek uzun bir süre geçmiştir. Bu nedenle hesaplamalara esas sürüm değerinin güncellenerek buna göre karar oluşturulması gereklidir....

    Kaldı ki Daire tarafından, 01.01.2002 sonrası edinilen mal varlığı ile ilgili değer artış payı ve katılma alacağı isteklerinde evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesi halinde her ne kadar TMK'nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımının uygulanacağı kabul edilmiş ve uygulama bu şekilde sürdürülmüş ise de, Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından da TMK'nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörüldüğünden, Dairemiz tarafından da Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun görüşü kabul edilerek Daire uygulaması da edinilmiş mallara katılma rejimi bakımından da zamanaşımının 10 yıl olarak uygulanması gerektiği şeklinde değiştirilmiştir. Bu nedenle talebin Mahkemenin kabulünde olduğu şekilde düşünülmesi halinde de zamanaşımı süresi 10 yıl olarak dikkate alınmalıdır....

      Mahkemece her ne kadar taşınmazın alınmasında kullanılan kredinin kalan borcu ve babası tarafından ödenen taksit miktarlarının dikkate alınarak artık değere katılma alacağı hesaplanmış ise de, hatalı oranlama ve boşanma dava dosyasında taşınmazın alınmasında kullanıldığı kabul edilen ziynetlerin değerinin oranlaması yapılmadan hesaplama yasal düzenlemeler ile Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına aykırıdır....

        Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Somut olayda, mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılan kredinin evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin oranlaması yapılarak artık değere katılma alacağı belirlenmiş ise de, kredinin toplam taksit miktarı ve boşanma dava tarihinde sonra kalan taksit miktarı yönünden hata yapılmış, boşanma dava tarihinden sonra toplu ödeme ile kredinin kapatılması gözden kaçırılmıştır....

          Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir....

            ve uygulamaları doğrultusunda, temyiz edenin sıfatı ve tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle davacı lehine katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde taşınmazın tasfiye tarihine en yakın değerinin yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

              Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dosyada aldırılan bilirkişi raporlarının içeriği ve varılan sonuç hükme esas alınabilecek nitelikte görüldüğünden, tüm dosya kapsamı,bilirkişi raporları ve trafik ve tapu kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 08/04/2013 tarihi itibari ile sona erdiği, yargılama çerçevesinde taşınmazın ve aracın değeri ve katkı payı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın mahkemece uygun bulunduğundan rapor doğrultusunda katılma alacağı taleplerinin kabulüne karar vermek gerektiği, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğacağı, kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hakkın ayni...

              Şöyle ki, davacı kadının 27.08.2018 tarihinde Ankara 9.Aile Mahkemesinin 2018/1550 Esas sayılı dosyasıyla boşanma davası ve 29.08.2018 tarihinde Ankara 16.Aile Mahkemesinin 2018/689 Esas sayılı dosyasında katılma alacağı davası açtığı, yargılama sırasında her iki davada da 03.12.2018 tarihli dilekçe ile davalarından feragat ettiğini beyan ettiği ve bahsedilen dosyalarda davaların feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve tarafların bu aşamada bir araya gelerek bir müddet beraber yaşadıkları anlaşılmıştır. Bu kez davacı kadınının 30.01.2019 tarihinde yeniden boşanma davası ve 07.02.2019 tarihinde yeniden eldeki katılma alacağı davasını açtığı görülmüştür. 4721 sayılı Kanun'un 225 nci maddesine göre Mahkemece evliliğin boşanma sebebi ile sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer....

                UYAP Entegrasyonu