Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflarca Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince erkek tam kusurlu kabul edilerek erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne, davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihi itibariyle aylık 500 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 750 TL tedbir nafakası, 30.000 TL toptan yoksulluk nafakası ile davacı-karşı davalı kadın yararına 40.000 TL maddi tazminat, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı...
Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın için hükmedilen tedbir nafakası, bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden karşı boşanma davası, velayet, asıl davada kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve bağımsız tedbir nafakası davasında ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Ayrıca, tedbir nafakası haricinde boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Somut olayda; 16.12.2014 tarihinde başlatılan takipte; takibe konu ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2013/588 Esas, 2014/755 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin ilamın mevcut dosya kapsamına göre temyiz edildiği takip tarihi itibariyle kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Boşanma hükmü kesinleşmemiş olduğundan buna bağlı (fer'i nitelikteki) iştirak nafakası da kesinleşmeden takibe konulamaz. Bu nedenle şikayetin iştirak nafakası yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı tedbir nafakası davasına yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin tedbir nafakası davasına yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı ... 19.10.2016 tarihli dilekçesiyle açtığı boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir....
HMK'nin 367/2. maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; icra takibinin dayanağı olan ilam, boşanma ilamının fer'isi olan yoksulluk nafakasına ilişkin olup, boşanma hükmü tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 18/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmünün 18/12/2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, feri kalemler yönünden 18/06/2020 tarihinde yapılan ilamlı takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (Benzer karar Yargıtay 12....
Davalı-karşı davacı vekili 21.02.2019 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; boşanma ilamında her bir çocuk için 1.000,00- TL olmak üzere toplam 2.000,00- TL iştirak nafakası ödenmesine ve nafakanın her yıl TÜİK'in belirlediği enflasyon oranında artırılmasına hükmedildiğini, fakat davacı karşı davalının ilerleyen süreçte nafakayı belirlenen artış oranını göz ardı ederek ödemesi nedeniyle davalı-karşı davacının oluşan fark için 2018 yılında İzmir 13....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/05/2019 NUMARASI : 2017/911 ESAS-2019/419 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı/karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği süresince müvekkilinin davalı tarafından darp edildiğini, aldatıldığını, davalının eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini , davalının eşi ve evinden tamamen kopuk bir yaşam yaşadığını, müvekkilini temizlikçi ve bakıcı olarak gördüğünü beyanla evliliğin devamında müvekkili ve çocuklar açısından yarar kalmadığını bu sebeple tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, 2.000,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile nafakalarda ÜFE oranında artış yapılmasına, müvekkil lehine 100,000- TL maddi, 100,000- TL manevi tazminata ve şimdilik 30.000,00- TL değer artış ve katılım...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "yoksulluk nafakası" talebine ilişkin davanın bozmadan sonra birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (...) tarafından vekalet ücreti ve kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı(nın) boşanma davasıyla birlikte talep edilen ve boşanmanın eki niteliğinde bulunan yoksulluk nafakası talebinin reddi sebebiyle, diğer taraf yararına vekalet ücreti tayin edilemeyeceğinin tabi bulunmasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı(nın) "ağır kusurlu" olduğu, boşanma davasında kesinleşmiş olup, ağır kusurlu taraf yararına yoksulluk nafakası tayin edilemeyeceğine...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2020 NUMARASI : 2017/439 ESAS 2020/360 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Taraflar arasındaki boşanma ve katılım alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, katılım alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından boşanma davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından boşanma davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....