istinaf başvurusuna konu edilmediğini, yalnızca tazminat yönünden istinaf edildiğini, dosya istinaf mahkemesinde iken davanın boşanma yönünden kesinleştiğine ilişkin mahkemeye yaptıkları başvurunun sonuca bağlanmadığını ve nihayet istinaf Mahkemesi kararında boşanma yönünden ilk derece Mahkemesi kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinafa konu edilmeyerek kesinleştiği tespitinin yaptığını, tedbir nafakasının ancak ve ancak boşanma kararı kesinleşinceye kadar sürmesinin de aynı kararla hüküm altına alındığından müvekkilinin nafaka ödeme yükümlülüğünün kararın boşanma yönünden kesinleştiği 08.10.2018 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin haciz tehdidi altında bu tarihten sonra da ödeme yapmaya devam ettiğini, mahkeme kararına aykırı olarak fazladan nafaka ödemesinin söz konusu olduğunu, fazla ödenen miktarın taraflarına ödenmesi taleplerinin icra müdürlüğü tarafından reddedildiğini belirterek icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından boşanma, davalı-davacı kadın tarafından ise tedbir nafakası talep edilmiş, mahkemece tarafların boşanmalarına, birleşen nafaka davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın, birleşen nafaka davasında Salime Çağıran ve Ömer Yıldız'ı tanık olarak bildirmiş, 01.10.2013 tarihli dilekçesiyle nafaka davasında göstermiş olduğu tanıklarının boşanma davasında da tanık olarak dinlenilmesini talep etmiştir. Davalı-davacı kadının göstermiş olduğu tanıklar dinlenmemiştir. Davalı-davacı kadın isimlerini bildirdiği tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi ve nafaka yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise nafaka miktarı ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının harcı ve kaydı bulunmayan katılma yolu ile temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına, 2-Davacı-davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının ve davalı-davacı kadın yararına hükmedilen nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar hükmedilmiş olan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı bağımsız olarak açtığı davada, kendisi için 100.- YTL, önceki evliliğinden olan çocuğu için 100.- YTL olmak üzere tooplam 200.- YTL tedbir naafkası istemiştir. Mahkemece davacı için 100.- YTL tedbir nafakasına hükmedilmiş, çocuk için nafaka isteğini reddetmiştir. Nafaka davasının reddedilen bu kısmı için davalı-davacı koca yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde; davacı ayrı yaşamada haklı olduğunu ileri sürerek aylık 750 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının ayrı yaşamada haklı olduğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 300 TL tedbir nafakasının davalı tarafından davacıya ödenmesi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı tarafın temyiz dilekçesine cevap olarak gönderdiği dilekçede; davalı ile aralarında yaptıkları protokol gereğince ...2.Aile Mahkemesinin 2011/596 -2011/622 sayılı kararı ile boşanmalarına ve boşanma davasının davalısı olan kendisi lehine 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini bu nedenle nafaka davasına ilişkin mahkeme kararın yerinde olduğunu bildirmiştir....
Eldeki davanın 27/08/2018 tarihinde açıldığı, yurtdışındaki boşanma ilamının 05/05/2014 tarihinde kesinleştiği, tedbir nafakasının ancak boşanma kararı kesinleşinceye kadar verilebileceği, ancak bu davanın açıldığı tarihte yurtdışındaki boşanma kararının kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla 27/08/2018 de açılan boşanma davasında kadın lehine tedbir nafakası verilemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf talebi reddedilmiştir. Aynı gerekçe ile çocuk lehine de tedbir nafakası verilemeyeceğinden erkeğin istinafının kabulü ile çocuk için verilen tedbir nafakasının kaldırılmasına ve çocuk için tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Somut olayda kadının Fransa devlet yardımıyla geçimini sağladığı, her hangi bir çalışmasının olmadığı, erkeğin ise işçi olarak çalıştığı, kadına Fransa devleti tarafından ödenen yardım parası kadını yoksulluktan kurtaran devamlılık arz eden bir gelir olarak nitelendirilemez....
Kadının gerek boşanma davasındaki hükmedilen nafaka miktarı gerek birleşen davasındaki nafaka talebinin miktarı yönünden; Yukarıda açıklandığı şekilde daha önce açılan boşanma davası ile birlikte ayrı yaşama hakkı doğduğundan birleşen davanın tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,TMK 4.md.ne göre aylık 500 TL.üzerinden kısmen kabulünün ve boşanma davası yönünden de aynı miktar tedbir nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı,kadının buna yönelik istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine ilişkin istinaf başvurusunda; Kusur oranı dikkate alındığında kadın lehine TMK 174 ve 175.md.şartları gerçekleşmediğinden kadının buna yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Belirtilen gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Öyleyse kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca yargılama devam ederken 400 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, 28.05.2013 tarihinde ise hükmedilen tedbir nafakası 200 TL'ye indirilmiştir. Nihai karar ile de kadın kusurlu olduğu gerekçesi ile ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı; ...1.Aile Mahkemesinin 18.12.2007 tarih ve 2006/926-2007/1313 sayılı ilamı ile hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap vermemiş, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, ... 1.Aile Mahkemesinin 18.12.2007 tarih ve 2006/926-2007/1313 sayılı ilamı aile birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmış, boşanma ilamında kadın lehine boşanma davası süresi ile sınırlı olarak tedbir ve 10.800,00 TL toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve taraflarca temyiz edilmiş, bu yönden onanmakla hüküm kesinleşmiştir.O halde tedbir ve yoksulluk nafakasının verilmesine ilişkin karar kesin hüküm (HUMK md.237) niteliğini aldığından tarafları bağlayıcıdır....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının kendisi ve ortak çocuklar yönünden 25/05/2012 tarihinde Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası açtığı; bu davasında güven sarsıcı davranışı olduğu ve ayrı yaşamada haklılığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle reddedildiği ve bu kararın da 05.06.2015 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davalı-karşı davacı kadın bu kez, tedbir nafakası davasında ileri sürdüğü vakıaları, boşanma sebebi yaparak erkeğin boşanma davasına karşı 17/02/2014 tarihinde boşanma davası açmıştır. Önceki nafaka davasının açılmasından daha önceki bir tarihte başlamak üzere; tarafların ayrı yaşamaya başladığı, nafaka davasının açılmasından sonra da yeni bir olayın meydana gelmediği; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, aksini kanıtlar nitelikte bir delil de bulunmamaktadır....