"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp redle sonuçlanan boşanma davasında karar 21.06.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp retle sonuçlanan boşanma davasında karar 04.03.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından daha önce açılıp retle sonuçlanan boşanma davasında karar 06.03.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen üç yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki şartlar gerçekleşmiştir. Bu durumda boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçeyle reddi doğru bulunmamıştır....
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ceza mahkemesi kararına konu olay tarihi ile boşanma dava tarihi arasında 1,5 yıldan fazla süre geçtiğini, bu sürede evlilik birliğinin devam etmesi sebebiyle yaşananların affedilmiş sayılması gerektiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminatın hukuki dayanaklarının olmadığı, tazminat miktarının çok yüksek olduğu, reddedilen hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebi yönünden davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....
İradi olmayan davranışlar ve olaylar da, evlilik birliğini ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak derecede temelinden sarsabilir. Bu bakımdan işin esası incelenmelidir. Davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddi doğru bulunmamıştır. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyoruz. 29.9.2015...
İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili; davanın reddi gerektiğini, önceki davanın reddi kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın tesisi amacıyla ev kiraladıklarını, her fırsatta bir araya geldiklerini, bir arada yaşadıklarını, tazminat miktarlarının az olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kabul edilen tazminatlar sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek; davanın kabulü, tazminat miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, velâyet ile tazminatlar sebebiyle vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/327 Esas sayılı dosya ile boşanma davası açtığını ve reddedildiğini, red kararının 20.04.2016 tarihinde kesinleştiğini, ret kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçtiğini, ortak hayatın kurulamadığını, ortak çocuğun düğününden haberdar edilmediğini, davalı kadının kusurlu davranışları sebebiyle ortak hayatın kurulamadığını iddia ederek tarafların eylemli ayrılık sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Işıl'ın velâyetinin müvekkiline verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delilerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 14/05/2012 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 09/07/2015 tarihinde açılmıştır....
Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 05.05.2010 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 18.06.2013 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı-davacı kadın vekili 21.10.2013 tarihli cevap dilekçesinde; davacı-davalı erkeğin 2006 yılından beri davalı-davacıya bakmadığını, ilgilenmediğini, kendi haline terk ettiğini ve ...'daki yaşantısına devam ettiğini beyan etmiştir. Davalı-davacı vekilinin bu beyanı karşısında taraflar arasında görülüp ret ile sonuçlanan davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; *onanmasına dair Dairemizin *13.12.2007 gün ve *3294-17442 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle *davacı kadının ret edilen önceki boşanma davasından sonra ortak hayatın yeniden kurulmuş olmasına ve Türk Medeni Kanununun md. 166/son koşullarının da oluşmamış bulunmasına göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun değişik 442. maddesi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 52. maddesi hükmünce takdiren (170.00) YTL. para cezasının, Harçlar Kanunu uyarınca (28.90) YTL. ilam harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.04.2008...