İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin zina, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle dava açtığı, kadının erkeğin şöförü ile mesajlarının tarafların ortak çocuğu tarafından görüldüğü, yine adı geçen şahısla sık telefon görüşmesi olduğunun belirlendiği ancak bunların kadının zina yaptığını ispatlamadığı, kadının zinasının sübut bulmadığı, kadının kusurunun güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı; kadının haysiyetsiz hayat sürme ve zina, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talep ettiği, erkeğin haysiyetsiz hayat sürdüğünün kanıtlanmadığı ancak H. isimli kadından çocuğu olan ve bu kadın ile ilişkisini devam ettiren erkeğin zinasının sübut bulduğu, zinanın temadi ettiği; erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasına gelince, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden...
DAVA Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine ve çocukların her biri için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesinde; hakkındaki iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
GEREKÇE; Dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine bağlı boşanma davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 28/01/1994 tarihinde evlenmiş oldukları, bu evliliklerinden müşterek reşit çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı tanığının tarafların evlilik içi ilişkileri hakkında bilgi ve görgüsünün bulunmadığı, davacının dava dilekçesindeki iddialar konusunda başkaca delil ibraz etmediği böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir ve boşanmayı gerektirir şekilde davalının kusurundan kaynaklanan bir geçimsizliğin davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
DAVA ... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; dava tarihinden önce 10.03.2017 tarihinde davalının ortak hanedeki eşyaları alarak evden ayrıldığını, erkek tarafından boşanma davası açıldığını, ancak boşanma davası devam ederken tanıdık ve yanıklar ile akrabaların devreye girmesi sonucunda çocukların psikolojisi esas alınarak boşanma davasından feragat edildiğini ve ortak hanenin tekrar oluşturulduğunu, ancak bahsedilen sorunların tekrar baş gösterdiğini, bu kez 13.06.2019 tarihinde tekrar ayrılık başladığını, davalının tutum ve davranışları ile ortak hanenin terk edildiğini, evlilik birliğinin sonlanmasında davalı tarafın agresif tavırlarının neden olduğunu, müvekkilinin davalıyı psikolojik tedavi alması için ikna etmeye çalıştığını ancak davalının ikna olmadığını, taraflar arasında saygı, sevgi kalmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
DAVA 1.Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların her konuda anlaşarak protokol düzenlediklerini, protokol gereğince tarafların anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davacı kadın çekişmeli boşanma dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin, kadına hakaret ettiğini, sürekli eve hapsettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve kendini öldür diye eline bıçak verdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata 16.000,00 TL ziynet alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Davacı dava dilekçesinde zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası açmış, Mahkemece, davanın yalnızca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı olduğu şeklinde hukuki nitelendirme yapılmış ve deliller bu çerçevede değerlendirilerek karar verilmiştir. Hal bu ki Mahkemece, davanın öncelikle zina nedeniyle özel boşanma sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava olması nedeniyle öncelikle zina nedenli dava yönünden değerlendirme yapılması, olmadığı takdirde terditli evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2....
DAVA TARİHİ : 28.09.2018 KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2018/769 E., 2020/593 K. Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma taleplerinin reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak gerekçenin düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş birçok konuda evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir. 14. Öte yandan, söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır....
konuta dönmediğini, terk nedeniyle boşanmaya hükmedilmesi gerektiğini, Mardin Aile Mahkemesinin 2021/171 Değişik İş sayılı dosyası ile davalı tarafa eve dön ihtarı gönderildiğini, ihtarın karşı tarafa ulaştığını, ihtarın ulaşmasından itibaren 2 ay geçtiğini, davalının ısrarla ortak konuta dönmek istemediğini, terke dayalı boşanma sebebinin yanında genel boşanma sebeplerinin de oluştuğunu, 9 yıla yakın süredir müvekkilini ve ortak konutu terk eden davalı tarafın aile kavramının kendisine yüklemiş olduğu yükümlülükten kaçtığını belirterek öncelikle terke dayalı boşanma davasının kabulüne aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Yargıtay 2....