HD'nin 22/04/2015 gün ve 2014/18881 E ve 2015/6682 K ve 18/03/2014 gün ve 2013/20185 E ve 2014/4990 K sayılı kararları) Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine bırakılan babasının vefat etmiş olduğu, annesinin ise sağ olduğu, küçüğe mahkemece dedesinin vasi atandığı, bu durumda eldeki davanın vesayetin kaldırılması talebi olarak incelenmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile annenin duruşmaya gelmediğinden bahisle karar verilmesi hatalı olmuştur. İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi dosyası ile velayetin düzenlenmesi yönünden davanın derdest olduğu anlaşılmıştır....
, aksi halde küçüğün zor duruma düşeceğini, 2012 doğumlu küçük Ümmügülsüm Savaş'ın velayetinin davacı anneye verilmesinin uygun olacağına kanaat edildiğini ve yerel mahkemece bu yönde hüküm kurulduğunu, küçük Ümmügülsüm yönünden velayetin davacı annede kalmasına herhangi bir itirazlarının olmadığını, istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....
Velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ... ile baba arasında dini bayramlarda kurulan kişisel ilişki yetersizdir; dini bayramlarda çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmaması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Velayetin değiştirilmesi talebi yönünden;Müşterek çocukların yaşı, hazırlanan sosyal inceleme raporları, küçüklerin davacı-anne yanında kalmak istediğine dair iradesi, tarafların talepleri ve tüm dosya muhteviyatı dikkate alınarak davacı annenin küçüğün velayetini almasını engeller nitelikte bir durumun bulunmadığı, küçüğün bakım ve gözetimini yerine getirebilecek vasıflara sahip olduğu kanaatine varılmış, küçüğün üstün yararı gereği velayetinin davacı anneye verilmesine ve velayet hakkına sahip olmayan ebeveyn ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir......
Velayeti kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2).Bu sebeple velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk Ali Eren yönünden iştirak nafakası taktirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup davacının nafaka miktarlarına, davalının nafaka takdir ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, boşanma nedeni ile velayeti anneye verilen ...'in ...olan soyadının davacı annenin soyadı olan "...." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; eski eşi ... ile olan evliliklerinden kızı ....'nin dünyaya geldiğini, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle boşandıklarını ve küçüğün velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı kendisinin soyadı ile kızı....'in soyadlarının farklı hale geldiğini, bu durumun zaman zaman çocuğun ikilem yaşamasına ve günlük hayatında karışıklığa neden olduğunu ileri sürerek kızı ...'nin soyadının kendi soyadı olan .... şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, boşanma nedeni ile velayeti davacı anneye verilen...'in "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eski eşi .... ile olan evliliklerinden kızı ...'ın dünyaya geldiğini, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle boşandıklarını ve küçüğün velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı annenin soyadı ile kızı ....'in soyadlarının farklı hale geldiğini bu durumun çocuğu okulda rahatsız ettiğini ve psikolojik olarak rahatsızlık duyduğunu ileri sürerek ...'ın soyadının annesinin soyadı olan İnal şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dairemizin ilk kararında belirtildiği üzere, 2004 doğumlu Ferhat'ın velayeti babaya, 2008 doğumlu Sude Nur'un velayeti ise anneye verilmesine karşın, dairemizin kaldırma kararı dikkate alınmaksızın, ısrarla, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında karşılıklı kişisel ilişki tesis edilirken kardeşlerin birbirini göremeyecekleri şekilde kişisel ilişki kurulması doğru değildir. Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m.182/2). İştirak nafakasına talep bulunmasa dahi re'sen karar verilir. Tarafların yukarıda açıklanan sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek velayeti babaya bırakılan ortak çocuk 2004 doğumlu Ferhat yararına iştirak nafakasına karar verilmemesi de doğru değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar, tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkide belirtilen "okul çağı" ile kast edilenin "çocuğun ilköğretime başlaması" olarak anlaşılması gerektiğinin tabii bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
DAVALI-DAVACI : DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (kadın) tarafından boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....