Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasına sundukları boşanma protokolünde mal rejimin tasfiyesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi, gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm yoktur. Diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyerecek biçimde açık olması gerekir. Bu durumda, 18.08.2005 tarihli duruşmada davacı kadının "Paylaşılacak bir malımız ve eşya talebim yoktur", davalı erkeğin ise "Paylaşılması gerekli bir malımız ve eşya talebim yoktur" şeklindeki anlatımlarının mal rejiminin tasfiyesi yönünden feragat olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. O halde, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre asıl ve karşı davanın esasıyla ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olaya gelince; eşler, 09.11.1990 tarihinde evlenmiş, 27.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202.m)....
Taraflar 08/11/1999 tarihinde evlenmiş, 22/10/2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15/12/2016 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Taraflar arasında evlenme tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı kanunun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01/01/2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar da başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202 m). Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, mal rejiminin devamı süresince bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır....
Şöyle ki, dosya kapsamı ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, taraflar arasında önce kadın tarafından Mudanya'da açılan boşanma davası olduğu, kadının açtığı boşanma dava dosyasında verilen yetkisizlik kararının ilgili Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldığı, erkek tarafından da Gaziantep'te açılan boşanma davası olduğu, erkeğin açtığı boşanma dava dosyasında da ön inceleme duruşmasında yetkisizlik itirazının reddine karar verildiği, şu aşamada taraflar arasındaki boşanma davasının hangi mahkemede devam ettiğinin tespit edilemediği, nüfus kaydına göre de tarafların halen evli oldukları, taraflar arasında devam eden boşanma davalarındaki yetkili mahkemenin kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, boşanma davalarında yetkili olan mahkemenin kesinleşmesinın bekletici sorun yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VI....
Davalı-karşı davacı kadının bu talebinin incelenebilmesi eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkündür. Boşanma hükmü taraflara temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olup, davalı-davacı kadının mal rejimine ilişkin talebi dinlenebilir hale gelmiştir. Davalı-davacı kadının adli yardımdan yararlandığıda dikkate alınarak davalı-davacı kadının mal rejimine ilişkin talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. b)Mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanma davası kabul, davacı-karşı davalı erkeğin ise boşanma davası reddedildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren kadın yararına iki ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, mahkemece bu husus nazara alınmadan kadın yararına tek vekalet ücretine hükmolunarak, davacı-karşı davalı erkek yararına da vekalet ücretine hükmolunması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Dosya arasında bulunan tarafların boşanmasına ilişkin ... ....Aile Mahkemesi'nin 2012/917 esas-2012/997 karar sayılı dosyanın incelenmesi neticesinde, ....07.2012 tarihli protokol uyarınca tarafların TMK'nun 166/....maddesi gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünde söz konusu protokolün onaylandığı anlaşılmaktadır. Protokolde “Taraflar bunların dışında birbirlerinden menkul ve gayrimenkul hak talebinde bulunmayacaklardır” şeklinde beyanda bulunmuşlar, birlikte imzaladıkları ....07.2012 tarihli bu protokolü boşanma dava dosyasına sunmuşlar, mahkemece söz konusu protokol esas alınarak tarafların boşanmalarına ve protokolün onaylanmasına karar verilmiştir. Taraflarca boşanma dava dosyasına sunulan menkul ve gayrimenkul hak talebinde bulunmayacaklarına ilişkin beyanları ...'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre mal rejiminin tasfiyesini de kapsar....
Kadın tarafından usulüne uygun açılmış ve harçlandırılmış boşanma ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir karşı dava olmadığı halde, talep aşılarak (HMK md.26), bir karşı dava mevcut gibi, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve kadın yararına katkı ve katılma alacağına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca mal rejminin tasfiyesine ilişkin talebin boşanma davası ile beraber açılması halinde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın görülebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerekli olup, bu talebin boşanma davasından tefrik edilerek ayrı esasa kaydı ile boşanmanın kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edinilen, edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır....
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 9.8.1975 tarihinde evlenmiş, 2.11.1999 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 1.2.2002 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmazların satın alındığı ve eczanenin açıldığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
Taraflar 05.09.1989 tarihinde evlenmiş, 02.09.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine hükmün kesinleştiği 04.02.2010 tarihinde boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK'nun 225/2). Eşler, sözleşmeyle başka mal rejimini seçmediklerinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı ( 743 sayılı TMK.nun 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. m). Dava dilekçesinin içeriği ve dosya kapsamına göre dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkindir. Dosyadaki belge ve bilgilerden dava konusu taşınmazın taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli bulunduğu 30.12.1999 tarihinde ferdileşme sonucu edinildiği anlaşılmaktadır....
Ancak bu yazı boşanma dosyasına sunulmamıştır. Ayrıca davalı taraf boşanma dosyası sırasında yarın boşanma kararı alacağız bana yazı ver diye söyledi. Ben de alkollü olduğum için bu yazıyı verdim....