Aile mahkemesinin 2013/792 E. ve 2014/753 karar sayılı ilamı ile boşandığını, bu kararın 16/03/2017 tarihinde kesinleştiğini, bu boşanma davası açıldığında davalının davacıya ait Mersin ili Yenişehir ilçesi, Menteş mahallesi 1 parselde bulunan evinden çıkmak istemediğini, bunun üzerine davacının evinden taşınmak zorunda kaldığını, davalının 2013- 2017 yılları boşanma davası sürerken ve davadan sonra da bu evde kalmaya devam ettiğini, boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte evin aile konutu olmaktan çıktığını, davalının herhangi bir hukuki ilişkiye bağlı olmaksızın evde oturmaya devam ettiğini, bu durumun mal paylaşımı için Mersin 4....
Maddesi gereğince mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesinde veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği, yine TMK 235. maddesi uyarınca mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye andaki değerleriyle hesaba katılacağının belirtildiği, somut olayda taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi olan 23/11/2010 tarihi itibariyle sona erdiği, sona erme tarihi itibariyle dava konusu aracın davalının malvarlığında bulunduğu, mal rejimi sona erdikten sonra ancak evlilik birliği devam ederken aracın satılmış olmasının davacının katılma alacağı hakkını etkilemeyeceği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya, hakkaniyet ilkesine uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oybirliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, dava konusu bononun taraflar arasındaki mal paylaşımı anlaşmasının cezai şartı olarak boş şekilde imzalandığı, sözlü akdi bozan tarafın karşı tarafa 10.000,00-TL' ye kadar tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının mal paylaşımı anlaşmasına uymadığı, bono bedelinin 10.000,00-TL' ye kadar meblağ olarak belirlenmesi gerekirken 25.000,00 TL üzerinden doldurulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bonoya dayalı icra takibinde 10.000,00-TL'lik kısım dışındaki miktardan borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmadığından davacı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu bononun keşidecisi ..., lehtarı ... olup ihdas nedeni bölümünde “malen” kaydı bulunmaktadır. Davacı, bono karşılığında mal almadığını, bononun bedelsiz olduğunu iddia etmiş, davalı ......
tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda da anlaştıkları hususunun kabulü gerekmiştir....
tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda da anlaştıkları hususunun kabulü gerekmiştir....
Dava ve karşı dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar, 14/06/2009 tarihinde evlenmiş, 13/04/2015 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15/06/2015 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179)....
sözleşmesi bulunmadığını, mal varlığı tespit edildikten sonra müvekkilin kişisel malları ve babası tarafından verilen borç ile yapılan toplam 107.000,00 TL'lik katkının değer artış payı, artık değer vb hususların göz önünde bulundurulması kaydıyla mal varlığının yasal mal rejimi kapsamında tasfiye edilmesini talep ettiklerini bildirerek tarafların boşanmalarına, çocukların velayetinin anneye verilmesine, tedbir ve sonrasında yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata, mal varlığının yasal mal rejimi kapsamında tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bunun sonucu olarak da; boşanma kararının tanınması halinde taraflar, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren boşanmış kabul edilecek; boşanmanın kesinleşmesine bağlı hukuki sonuçlar da, yine bu tarihten itibaren hüküm ifade edecektir. Açıklanan bu yasal düzenlemeye paralel bir başka düzenleme de, 23.11.2006 gün 26355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 58. maddesinde yer almaktadır. Sözü edilen düzenlemede; yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararları için Türk mahkemelerince tenfiz veya tanıma kararı verilip, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi halinde; boşanma tarihinin tanıma ve tenfiz kararının kesinleşme tarihi değil; yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi olacağı kabul edilmiştir....
Davacı vekili; davacı avukatın, davalı adına boşanma ve mal tasfiyesi davası ile bu davaya karşı açılan davayı takip ettiğini, ancak davalının haksız yere davacı avukatı azlettiğini ileri sürerek boşanma davası yönünden 4.000,00 TL bakiye akdi vekalet ücreti, 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, mal rejimi davası yönünden 500,00 TL akdi ve 500,00 TL karşı yan vekalet ücretleri, karşı dava yönünden 4.080,00 TL akdi ve 4.080,00 TL karşı yan vekalet ücreti, danışma görüşme tutanağı gereğince de 450,00 TL danışma ücretinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Federal Almanya Bergisch Gladbach Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2015 tarih ve 34 XX 227/15 sayılı 14/12/2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararının mal paylaşımı ve tazminatlar kısmının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulü ile Bergisch Gladbach Aile Mahkemesinin 34 XX 193/15 sayılı karar ve 14/12/2015 kesinleşme tarihli kararının boşanma dışındaki mal paylaşımına ilişkin kısmının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....