Tüm dava dosyası, İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı tarafın istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından TMK'nun 162 maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenlerine dayalı açılan boşanma davası ile TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davaları hakkında; kadının zinası ispat edildiği halde bu eylemin TMK'nun 162 ve 166/1- 2 maddesi uyarınca kadına yüklenecek kusur olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince ayrı ayrı açılan bu davalardan da erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı ise de bu yönde tarafların istinaf başvuruları olmadığı dikkate alındığında bu hataya değinilmekle yetinilmesinin gerektiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/971- 9295 E.K....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde yer alan "pek kötü muamele" ve "onur kırıcı davranış" sebebine dayanarak boşanma davası açmış, dava reddedilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine sürekli ve ağır fiziki şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Fiziki şiddet uygulamaktan hakkında ceza davası ikame edilmiş ve mahkum olmuştur. Davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış oluşturur. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebi oluşmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının, davacıya fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığının, hakaret ettiğinin, başkalarının yanında davacıyı zor durumda bıraktığının, küçük düşürdüğünün, cinsel birliktelikten kaçındığının ispatlanmış olduğu, davacının boşanmakta haklı olduğunu kanıtlamış olduğu, davalının uyguladığı şiddetin, başkalarının yanında davacıya hakaret edip, küçük düşürmesinin davacı yönünden pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olduğu, evlilik birliği içerisinde davalının kusurlu kabul edildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğu, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının mevcut olduğunu gösteren bir delil olmadığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü davranış ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca evlilik...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkeme 09.06.2015 tarihli kararla taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarını ayrı ayrı TMK’nun 166/1 maddesi uyarınca kabul etmiş, işbu 09/06/2015 tarihli karar davalı-karşı davacı kadın tarafından “Davacı-karşı davalının açtığı boşanma davasının kabulü ve maddi ile manevi tazminat taleplerinin reddi” yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 04.05.2017 tarih, 2015/23265 esas ve 2017/5500 karar sayılı ilamıyla davacı-karşı davalı erkeğin davasının münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı olarak ikame edildiğinden, erkeğin davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi olarak değerlendirilerek, bu hukuki sebebe göre karar verilmesinin...
Temyiz Sebepleri Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; pek kötü veya onur kırıcı davranış ve zina hukuki sebebine dayalı olarak açmış olduğu davaların reddi ile maddî ve manevî tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kadının zina ve pek kötü onur kırıcı davranış nedenlerine dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci, 162 nci, 174 üncü, 175 inci ve176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
Somut olayda, davalı-davacı erkek duruşmada ve 08.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davanın hukuki sebebini zina sebebi ile boşanma yanında, haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından ıslaha ilişkin maktu ıslah harcı yatırılmamış olduğu böylelikle usulüne uygun yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Oysa Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir, davanın hukuki sebebini genişletip, değiştirebilir ıslah karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı gibi bu konularda harç ödenmesine de gerek yoktur....
Hükmün gerekçe kısmında önce; davacı-karşı davalı erkeğin hayata kast pek kötü onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı davasını ispatlamaya yarayacak delil sunulmadığı, bu iddiaların sübuta ermediği belirtilmiş, hemen devamında ise; her iki tarafın eşit oranda kusurlu bulundukları ve iki tarafın da davasının kabulüne karar verildiği belirtilmek sureti ile hükmün gerekçe kısmında ve gerekçe ile hüküm kısmında çelişkiye düşülmüştür. Hal böyle olunca, hükmün gerekçesi usul ve yasaya uygun olacak şekilde düzenlenmediği gibi, gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Başka bir ifade ile zina, hayata kast, pek kötü davranma veya ağır derecede onur kırıcı davranışla karşılaşan eş, dilerse bu özel sebeplerden birine ya da bir kaçına, dilerse genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi, özel ve genel nitelikte sebeplerinden ikisine birlikte dayanarak da boşanma talep edebilir. Bu son halde, kanundaki özel boşanma sebebi ispatlanmış ise, af veya dava hakkının düşmesi gibi bir durum da söz konusu değilse, özel sebebe dayanılarak boşanma kararı verilmek gerekir. Davacı-karşı davalı (koca)'nın; birden fazla kadınla cinsel ilişkide bulunduğu, bu kadınlarla yatlarda ve barlarda sık sık birlikte olduğu; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu hususlar sabit kabul edilmiştir. Gerçekleşen bu eylemler “zina” niteliğindedir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek eş, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı kadın eş ise karşı dava dilekçesinde hem Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, hem de Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma talep etmiştir. Mahkemece tarafların her ikisinin de Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma talepleri reddedilmiş davalı-karşı davacı kadın eşin Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır....
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ceza mahkemesi kararına konu olay tarihi ile boşanma dava tarihi arasında 1,5 yıldan fazla süre geçtiğini, bu sürede evlilik birliğinin devam etmesi sebebiyle yaşananların affedilmiş sayılması gerektiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminatın hukuki dayanaklarının olmadığı, tazminat miktarının çok yüksek olduğu, reddedilen hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebi yönünden davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....