Mahkemece; "BOŞANMA VE KUSUR DURUMU YÖNÜNDEN AÇIKLAMALAR: TMK'nın 166/1 hükmü gereğince evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. TMK'nın 166. Maddesine dayanan boşanma davasının kabulü için evliliğin tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması, davalı eşin az da olsa kusurlu olması gerekmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni nispi bir boşanma nedeni olduğu için evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını her somut olaya göre hakim takdir eder. Somut olayda tanık beyanları ile tarafların boşanmadan önce bir süredir fiilen ayrı yaşadığını göstermektedir....
Dava; TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. Küfür olarak söylenen sözlerin ne olduğunun belirlenememesi halinde boşanma nedeni olamaz (yer, ortam, tarih) HGK 1994/2- 300 Esas-1994/378 Karar sayılı ilamı....
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davacı karşı davalının kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, erkek tarafından açılan asıl davanın reddinin gerektiğini, açmış oldukları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte 25.000,000 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 35.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl dava TMK'nın 161. maddesi uyarınca zina olmadığı takdirde TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet alacağı, karşı dava ise TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. 1- Tarafların boşanma davasına dair istinaf itirazlarının incelenmesinde; Davacı-karşı davalı vekili tarafından dosyaya süresinde sunulan istinaf itirazına dair dilekçede, talimatla dinlenen davalı-karşı davacı tanıklarının kendilerine davetiye çıkartılmadan yokluklarında dinlenildiği belirtilmiştir. HMK'nın 259/4. maddesinde mahkemenin yargı çevresi dışında bulunan tanığın, bulunduğu yer mahkemesi tarafından dinlenmesine karar verilebilir. İstinabe yolu ile dinlenilmesine karar verilen tanığın, nerede, hangi gün ve saatte dinleneceği hususu, talepleri hâlinde taraflara tebliğ edilir, denilmektedir....
(HMK m. 31) Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde hem "terk" (TMK m. 164) hem de "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK m. 166/1) hukuki sebebine birlikte dayanarak tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkemece de; karşı davanın her iki sebebe birlikte dayandığı" kabul edilerek "Davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, evi ile ilgilenmediği, yemek yapmadığı, tarafların sürekli tartıştıkları, davalı karşı davacının babasının davacıyı evden kovduğu, davalının müdahale etmediği, davacıyı eve kitleyip gittiğini evlilik birliğinin sonlanmasında her iki tarafın da kusurlu olduğu, terke dayalı boşanma davası koşulları oluşmadığı, geçimsizliğe dayalı boşanma koşulları oluştuğu" gerekçesiyle dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, terke dayalı boşanma davasının koşullarının oluşmadığına karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/23 KARAR NO : 2022/93 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/09/2021 NUMARASI : 2019/408 ESAS - 2021/455 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinden iki müşterek çocukları olduğunu, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, aşırı kıskanç bir yapıda olduğunu, evde yemek yapmadığını, evin temizliğine özen göstermediğini, davalının sık sık müşterek haneyi terk ettiğini, ayrıca davalının sürekli başkalarından para dilendiğini, davalı tarafın sorumsuzluğu yüzünden çocukların...
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Davacı T1 tarafından açılan asıl boşanma davasının ve davalı T4 tarafından açılan karşı boşanma davasının ayrı ayrı KABULÜ İLE, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı kadının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 70.000 TL maddi tazminatın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı kocadan alınarak davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 70.000 TL manevi tazminatın boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı kocadan alınarak davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı kadın için mahkememizce hükmedilen aylık 600 TL tedbir nafakasının karar tarihi 24/11/2022 tarihinden itibaren aylık 150 TL artırılarak aylık 750 TL ye yükseltilmesine, aylık 750 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 03/12/2020 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten çocuklarının olmadığını, davalı kadının kısa bir süre evli kaldıktan sonra evde ki kıymetli eşyaları da alarak müşterek konutu terk ettiğini, nerede olduğunu da bilmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı erkeğin kusurlu olduğunu, verdiği sözlerini tutmadığını, kadını çalışmak amacıyla İstanbul'a kendi isteğiyle gönderdiğini, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, kadın lehine 30.000,00 TL maddi tazminat, 20.000,00TL manevi tazminat ile aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakası hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....
Her ne kadar tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki boşanma davasının da kabulüne karar verilmiş ise de; davacı-karşı davalı erkeğin ailesinin kadına yönelik fiziksel şiddet ve kısıtlamalarının olduğu, bu halde eşinin ailesinden fiziksel şiddet gören kadına evi terk kusurunun yüklenemeyeceği, kaldı ki erkeğin evlilik sonrası eşini kendi ailesi yanına bırakarak yurt dışına gittiği, kadını müşterek konutta değil, erkeğin ailesinin yanında kaldığı, terke konu evin müşterek konut olmadığı, yine ilk derece ve bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen "Karşılaşmalarında ailece şiddete başvurulduğu" vakıasına konu ceza dosyası incelendiğinde birbirine şiddet uygulayanlar arasında davalı-karşı davacı kadının bulunmadığı, bu halde üçüncü kişilerin davranışlarının tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ailesinin eşine yönelik şiddet ve kısıtlamalarına sessiz kalan davacı-karşı...