Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayanan bir davada, hakimin, maddi vakıalarla bağlı olması kuralı, dava sebebi bakımındandır. Bu sebebe dayanan bir davada hakim, iddia genişletilmedikçe veya değiştirilmedikçe yahut dava ıslah edilmedikçe, örneğin zina ya da hayata kast, ağır derecede onur kırıcı davranış yahut da küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme yahut da terk şartlarını araştıramaz ve ispatlanmış olsa bu sebeplerle boşanma kararı veremez. Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayanan bir davada, önemli olan taraflar arasında, birliği temelinden sarsacak derecede ve ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olup olmadığı ve bunun ispatlanıp ispatlanmadığıdır. Yoksa, şu olaya dayanıldı, buna dayanılmadı şeklindeki bir ayırıma gidilmesi davayı çıkmaza sokar ve hakkaniyete aykırı sonuçlara götürür....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma Taraflar arasındaki uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanun'un 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan dava, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde düzenlenen zina hukuksal sebebine dayalıdır. Davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal nedenlerini göstererek dava açmış, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, zina sebebine dayalı dava ile ilgili ise bir karar verilmemiştir. Davacının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 1350.00 TL. vekalet ücretinin ...'tan alınıp ......
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin kabul edilen boşanma davası, zina sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası ve iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılan birleşen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece, tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davaları kabul edilmiş, davalı-karşı davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2022 NUMARASI : 2021/17 ESAS 2022/187 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı-karşı davalı kadının kusur tespitine ve reddedilen zina nedenine dayalı boşanma davasına, davalı-karşı davacı erkeğin ise kusur tespiti ile reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kadının zina (TMK md. 161) nedenine dayalı, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması ( TMK md. 166/2) nedenine dayalı boşanma davalarının da kabulüne karar verilmek suretiyle hükmün HMK'nun 353/1,b-2. maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiştir. Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere erkek, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkek ağır kusurlu olduğundan kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluşmuş, erkeğin ise zina (TMK md. 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) nedenlerine dayalı boşanma davalarının koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kadının TMK md. 166/1....
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 16.04.2014 gün ve 25223-9155 sayılı ilamıyla ilgili, ... (...) tarafından; reddedilen zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davası ve iki tarafın kabul edilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında belirlenen kusur tespiti ile reddedilen manevi tazminat isteği yönünden karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. 1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre ... kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davasına yönelik karar düzeltme...
Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan karşı boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....
Davacı tarafça dava dilekçesi ile "taraflar arasında geçimsizlik olduğunun, sevgi-saygı bağının kaybolduğunun, davalının geçimsiz likleri ve evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının" iddia edildiği, daha sonra ön inceleme duruşmasında ve 26/04/2017 tarihli dilekçe ile davacının iddialarını genişlettiği, ancak iddianın genişletilmesine davalı tarafça verilmiş açık muvafakat bulunmadığı, bu durumda istinaf edenin sıfatı göz önünde bulundurularak yapılan inceleme kapsamında, davacı tarafça dava dilekçesi ile iddia edilmeyen "psikolojik baskı kurmak, aşağılayıp hakaret etmek, gereksiz ve lüzumsuz bir şekilde kıskanç hareketler göstermek, kadını kardeşinin düğününe dahi göndermemek, eş dost ile görüşmesine müsade etmemek, bu şekilde psikolojik şiddet uygulamak" eylemlerinin davalı tarafa kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, öte yandan her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesi ile "davalının evlilik birliğinin...