Mahkemece; tarafların eldeki davayı açmadan önce anlaşmalı boşanma protokolü ile ziynet eşyaları konusunda anlaşmaya vardıkları, her ne kadar boşanma ve fer'ileri (nafaka, tazminat, velayet) bakımından anlaşmaya göre hareket edilemese de, ziynet eşyalarıyla ilgili olarak bu protokol hükümlerinin yok sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için, mahkeme kararına gerekçe yapılan 17.07.2012 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün incelenmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece; taraflar arasında akdedildiği iddia olunan, 17.07.2012 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün dosya içine konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 26.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK.md.439/2). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, tarafların dayandıkları maddi vakıaları açıkladıkları ve ön inceleme duruşması yapıldığı dikkate alınarak, tarafların delil listesinde bildirdikleri deliller toplanarak, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
(Muhalif) Tarafların 8.7.2005 tarihinde anlaşmalı boşanma (TMK.m.166/3) taleplerine ve aynı günde bu yönde hüküm almalarına rağmen anlaşmalı boşanma yönünde verilen kararı tebliğe vermemek suretiyle evlilik birliğini yaklaşık 7 yıl daha sürdürmüş olmaları açıklanan iradenin samimi olmadığını gösterir. Anlaşmalı boşanma kararının 7 yıl süreyle kesinleştirilmemesi olgusu Türk Medeni Kanununun 2. hükmünde yer alan dürüstlük kuralı ile de bağdaşmaz. Bu sebeple hukuka aykırı hükmün bozulması gerekir. 1-ÖS/HA/EG...
sanki bir çekişme yokmuş gibi hükmün "boşanma bölümünün" kesinleştiğinin kabulü ile temyiz istemini sınırlamanın "anlaşmalı boşanma" hükümleri ile bağdaşır bir yönünün bulunmadığını düşünüyorum....
Sunduğumuz anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmamıza karar verilmesini talep ederim. Maddi manevi tazminat ve nafaka talebim bulunmamaktadır. Ziynet eşyaları ve ev eşyaları hususunda aramızda bir talep söz konusu değildir. Yargılama giderlerinin eşit olarak üzerimizde bırakılmasını talep ediyorum. Anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir. Vekalet ücreti talebimiz yoktur," dediği anlaşılmıştır. Davacı vekili duruşmada: "Dava dilekçemizi aynen tekrar ederiz. Sunduğumuz anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ederiz. Vekalet ücreti talebimiz yoktur," dediği anlaşılmıştır. SAVUNMA: Davalı duruşmada: "Anlaşmalı olarak boşanmamıza karar verilmesini talep ederim. Maddi manevi tazminat ve kendim için nafaka talebim bulunmamaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir. Protokol doğrultusunda boşanmamıza karar verilsin. Benimde ev eşyası vs. talebim bulunmamaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı koca, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. HMK'nın 349. maddesine göre, "Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez". Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Adana 8. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.06.2014 tarih ve 2014/412 E., 2014/465 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.03.2015 tarih ve 2014/22815 E., 2015/5298 K. sayılı kararı ile; "...Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....