Temyiz Sebepleri 1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, iştirak nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, zina nedeni ile boşanma davasının kabulü,evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davasının reddine karar verilmemesi, kabul edilen iştirak nafakası ve tazminatlar ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe 1....
Uyuşmazlığa konu zina hukuki nedenine dayalı dava dosyası ve anlaşmalı boşanma dava dosyası ve bu dosya içeriğinde yer alan protokol içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkek eşin, davalı kadın eş ile anlaşmalı boşanma konusunda oluşan mutabakat gereğince, davalı kadın eşin anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma sonucu elde edilmesini zina hukuki sebebine dayalı olarak erkek eş tarafından açılan davanın ortadan kaldırılması koşuluna bağlamış olması ve bu hususu protokol kapsamına aldırmış bulunması karşısında, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından feragat ettiği bu haliyle esasen hem gerçek anlamda "hakkın özünden vazgeçme" niteliğinde feragat iradesinin mevcut olmadığı hem de açıklanan iradenin kayıtsız şartsız nitelikte bulunmadığı ve açıkça davayı sona erdiren irade beyanı niteliği taşımayan beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. 6.Hal böyle olunca kadının, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasından feragat etmesini sağlamaya...
Bu sebeple kadının boşanma davasının zina sebebiyle ( TMK md. 161) kabulü gerekir. Boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayandırılması mahkemenin kabulü karşısında doğru değildir. Bu bakımdan hükmün gerekçesi "boşanma sebebinin zina" olarak değiştirilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Davalı birleşen dosya davacısı erkek vekili 14.12.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle "Yukarıda esas numaralı yazılı boşanma dosyasında tarafımızca MK. m. 161 gereğince zina sebebine dayalı boşanma davası ikame edilmiş olup, hukuki sebebimizi “zina, zinanın kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması” olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir. 14.12.2016 tarihli duruşmada davalı b.davacı vekili " eğer zina nedeni ile karar verilmez ise ıslah talebimizin de kabul edilerek olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile geçimsizlikten dolayı davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz " şeklinde beyanda bulunmuştur....
şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının zina özel boşanma sebebine dayalı boşanma davasının KABULÜ ile, Rize ili, Ardeşern ilçesi Köprüköy mah/köy, cilt no 25 hane no33 BSN'31de nüfusuna kayıtlı, T.C. Kimlik numaralı,Ali ve Miyase oğlu 13/01/1976 Ardeşen doğumlu T3 ile aynı yer 45 BSN'de nüfusuna kayıtlı T.C....
şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının zina özel boşanma sebebine dayalı boşanma davasının KABULÜ ile, Rize ili, Ardeşern ilçesi Köprüköy mah/köy, cilt no 25 hane no33 BSN'31de nüfusuna kayıtlı, T.C. Kimlik numaralı,Ali ve Miyase oğlu 13/01/1976 Ardeşen doğumlu T3 ile aynı yer 45 BSN'de nüfusuna kayıtlı T.C....
Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK m. 161/2). Davalı-davacı erkeğin eşinin bir başka erkekle zina ettiğini dosyaya sunmuş olduğu 17.08.2013 tarihli mesajla öğrendiği, zina sebebiyle boşanma davasını 18.04.2014 tarihinde açtığı, bu durumda davanın yasada öngörülen altı aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından 08.02.2013 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı erkek tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 08.03.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış; davacı-karşı davalı kadının daha sonra 06.02.2014 tarihinde bağımsız olarak açtığı "zina" (TMK. md.161) sebebine dayanan ... 3. Aile mahkemesinin 2014/113 esas 2014/85 karar sayılı boşanma davası, bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, dava ve karşı dava hakkında hüküm kurulduğu halde, kadın tarafından açılan "zina" sebebine dayalı birleştirilen boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Davalar birleştirilerek görülmüş olsa dahi, her dava bağımsız niteliklerini korurlar ve birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
b-Davacı karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile erkek ise karşı davasında evlilik birliğinin sarsılması (TMKm. 166/1) hukuki sebebi ile boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, kadının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca. boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortaklar çocuklar lehine 250’şer TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 500 TL tedbir, 1000 TL yoksulluk nafakasına yine kadın lehine 50.000 TL. maddi ve 30.000 TL. manevi tazminatın faiziyle birlikte verilmesine karar verilmiş, erkeğin ise karşı boşanma davası reddedilmiş, verilen karar davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddi, yatılı kişisel ilişki...
Maddesine dayalı zina nedeni ile boşanma davası açılmış ise de , dosyaya ibraz edilen delillerden davalının zinası ispat edilemediğinden reddi gerektiği, her iki tarafın da birbirine karşı güven sarsıcı davranışları olduğu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettikleri, karşılıklı olarak hakaret ve küfür ettikleri, davalının açılan davayı TMK 166. Maddesi kapsamı ile boşanma yönü ile kabul ettiği, her iki tarafta boşanma konusunda ısrarlı olup yapılan değerlendirilmede tarafların kusurunun eşit olduğu, evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, müşterek evlilikte taraflar, müşterek çocuklar, toplumsal ve hukuki olarak korunmaya değer bir fayda kalmadığı tespit edildiğinden, açılan davanın kısmen kabulüne, tarafların TMK 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği anlaşılmıştır....