Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve yersiz davanın boşanma, velayet, tedbir/yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden reddine, eğer mahkeme aksi kanaatle boşanmaya karar verir ise müşterek çocuklar Sümeyra, Fatih ve Ahmet Enes'in velayetlerinin davalı müvekkiline verilmesine, müvekkili ile küçükler arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 250.000,000 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince belirlenen kusur durumunu davacının dayandığı vakıalar kapsamında tanıklarla yine davalının duruşmadaki beyanlarıyla ispatlandığı ve kusur belirlemesinin yerinde olduğu ve belirlenen kusur durumu karşısında boşanmaya ilişkin karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin kusur belirlemesine ve boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan kadına karşı davalı erkeğin ekonomik destek yükümlülüğünün devam ettiği, bu kapsamda TMK 169.madde gereğince kadın lehine tedbir nafakası belirlenmesi yine boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurunun bulunmaması, aylık düzenli geliri, işi ve mal varlığı bulunmaması karşısında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla TMK 175.madde kapsamında kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi, miktarlar da tarafların ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyete uygundur....
Koca hafif kusurlu olarak kabul edilmiş ise de yoksulluk nafakası ancak boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek taraf lehine uygulanabilir. Koca eşin dosyaya yansıyan çalışmasına mani bir durumun bulunmaması ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyecek olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. ......
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı erkek vekilinin tedbir nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin, davacı kadın vekilinin ise tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Davalı erkek vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin KISMEN, davacı kadın vekilinin ise iştirak nafakasına ve maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.6.bentlerinin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; 4.bent yerine geçmek üzere: ilk derece mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile müşterek çocuk için 09/03/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, boşanma hükmünün...
Tedbir ve Yoksulluk nafakalarına ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.md.185/2- 3, 186/1) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına TMK’nun 169.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine aylık 350 TL, müşterek çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 300 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, Herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına TMK’nun 175 ve 182 maddesi uyarınca yoksulluk nafakası...
nafakası, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık 300'er TL iştirak nafakası, davacı-davalı kadın yararına aylık 350 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400 TL yoksulluk nafakası ile kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine" karar verilmiştir....
Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu durum gözetilmeden tedbir nafakasına hükmedilerek kesinleşen konuda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple hüküm fıkrasının 1.,2. bentlerinin tedbir nafakasına dair bölümlerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.12.2018 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Asıl dava tedbir nafakası talebine, karşılık dava boşanma ve velayet talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen her iki boşanma davası, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakaları, kadının maddi ve manevi tazminat talepleri ile kadının kendi boşanma davasının kabulüne bağlı vekalet ücreti ile bozma öncesindeki yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere kadın yararına 03.12.2015 tarihli ara kararla hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği halde bu hususta yeniden hüküm kurulması hatalı olduğu gibi, ara kararla hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihi itibariyle sona erdiği gözetilmeden 20.03.2019 tarihli kararla kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....