Davalı beyanında özetle; davacı tarafından açılan boşanma davasını kabul ettiğini, davacı ile sulh içinde evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığını, nafaka, maddi ve manevi tazminat talebi olmadığını belirterek davanın kabulü ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kendisi için davalıdan herhangi bir eşya, mal paylaşımı, nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer bulunmadığına, davalı kendisi için davacıdan herhangi bir eşya, mal paylaşımı, nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer bulunmadığına, taraflarca imzalanmış 09/11/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasına ve gerekçeli kararın eki sayılmasına, karar verildiği görülmüştür....
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kocanın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, kadının kusurlu davranışlarının kocanın kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde, davacı koca yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin koca yararına maddi ve manevi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygundur. Ancak, davacı koca yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat azdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir. Boşanma ve ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, (eşlerin barınması, geçimi, eşlerin mallarının yönetimi ve çocukların bakım ve korunması) geçici önlemleri resen alır (TMK md.169)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat talebi ile tedbir ve yoksulluk nafakası isteminden ibarettir. Türk Medeni Kanunu'nun “Maddi ve manevi tazminat” başlıklı 174. maddesinin 1. fıkrası; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. ” hükmünü içermektedir. Maddi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır. (TMK m.174/1) Maddi tazminatın ön koşulu, talep edenin boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, boşanma ve maddi zarar arasında nedensellik bağının bulunmasıdır. Başka bir sebepten kaynaklı kayıplar maddi tazminat kapsamında yer alamaz....
Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminat ile nafakaya hükmedilmiş, istinaf incelemesi sonunda Dairemizce, davalının maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusu dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine, maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunu kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, temyiz incelemesi sonucunda ise davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası az olduğundan hükmün bu yönden bozulmasına, diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 08.09.2015 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın tarafından 24.7.2012 tarihinde boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat (TMK md.174/1,2) isteğiyle açılan dava ile 31.1.2013 tarihinde davalı/davacı erkek tarafından boşanma, maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) isteğiyle açılan davalar birleştirilmiş, yargılamaya ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, velayet, nafaka, maddi tazminat ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise; manevi tazminat talebinin reddi, maddi tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK m. 166/1), birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma ve nafaka istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". TMK'nın 174. maddesine göre; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."...
, maddi ve manevi tazminatın yetersiz olduğu, erkek tarafından da; belirlenen kusur durumunun, erkek aleyhine takdir edilen nafaka, maddi-manevi tazminatın, erkeğin maddi-manevi tazminat talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurdukları anlaşılmıştır....
yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat takdirinin doğru olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, daha uygun miktarda nafaka, maddi ve manevi tazminat miktarına hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından davacı tarafın nafaka, maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bu konuda yeniden düzenleme yapılmasına, davalı tarafın kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, gerekçeden davalıya kusur olarak yüklenen "davacı kadını ailesiyle görüştürmeme" vakasının çıkartılmasına, davanın kabulü, davacı kadına maddi-manevi tazminat takdirine yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarları ve aleyhine hükmedilen manevi tazminat yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat talebi ile ilgili verilen karar, manevi tazminat miktarı ile nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasının dava tarihinden sonra gerçekleştiği, bu nedenle kusur olarak bu vakıanın davacı-davalı erkeğe yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları...