Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki evlenen kadının ve ortak çocukların, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ve ortak çocukların soyadının resmi işlemlerde mağduriyete sebebiyet verdiğini belirterek müvekkilinin ve ortak çocukların, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2013/124 E. sayılı dosyası ile boşanılan eşin nafaka borcunu ödememekten dolayı tazyik hapsine mahkum olduğunun belirtildiği, bir kısım tanıklar tarafından boşanılan eşin cezaevinde olduğu şeklinde beyanda bulunulduğu, icra ceza dosyasının celbedilmediği, tutanak mümzi muhtarın dinlenilmediği, muhtarlık kayıtlarının da celbedilmediği, 11.09.2012 tarihi sonrası dönem bakımından kapsamlı emniyet araştırılması yaptırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde Mahkemece yapılacak iş; davacı ve boşanılan eşin telefon abonelik kayıtları celbedilmeli, medula sistemi ile GSM kayıtlarında yer alan adres bilgileri tarihleri ile birlikte istenilmeli, .....
Yine, davacının boşandığı eşinin 05.01.2012 tarihine kadar kayıtlı olan aynı mahallenin "2096 Sokak No:19/2" adresinde yapılan 31.07.2019 tarihli araştırmada, şahsın tanınmadığının belirtildiği, boşandığı eşin 05.01.2012 tarihinden sonra kayıtlı olan aynı mahallenin 2100 Sokak'ta bulunan adresinde şahsın tanınmadığının belirtildiği, davacı ile boşandığı eşinin 25.03.2016 tarihinde yeniden evlenmelerinden hemen önce eşin 09.02.16 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu "Güneştepe Mah. Soğanağa Sok. Anıl Sitesi No:15 İç Kapı No: 6 Güngören/..." adresinde yapılan 08.02.2019 tarihli araştırmada, davacı ve eski eşinin 5 yıl önce belirtilen adreste yaklaşık 1 yıl beraber yaşadıkları, sonra boşandığı eşiyle beraber adresten taşındıkları"nın belirtildiği görülmüştür. Ayrıca, 31.10.2016 tarihli denetmen raporunda, davacının 31.07.2014 tarihine kadar kayıtlı adresi olan "Sultangazi 50. Yıl Mah. 2157 Sok....
Yine, davacının boşandığı eşinin 05.01.2012 tarihine kadar kayıtlı olan aynı mahallenin "2096 Sokak No:19/2" adresinde yapılan 31.07.2019 tarihli araştırmada, şahsın tanınmadığının belirtildiği, boşandığı eşin 05.01.2012 tarihinden sonra kayıtlı olan aynı mahallenin 2100 Sokak'ta bulunan adresinde şahsın tanınmadığının belirtildiği, davacı ile boşandığı eşinin 25.03.2016 tarihinde yeniden evlenmelerinden hemen önce eşin 09.02.16 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu "Güneştepe Mah. Soğanağa Sok. Anıl Sitesi No:15 İç Kapı No: 6 Güngören/..." adresinde yapılan 08.02.2019 tarihli araştırmada, davacı ve eski eşinin 5 yıl önce belirtilen adreste yaklaşık 1 yıl beraber yaşadıkları, sonra boşandığı eşiyle beraber adresten taşındıkları"nın belirtildiği görülmüştür. Ayrıca, 31.10.2016 tarihli denetmen raporunda, davacının 31.07.2014 tarihine kadar kayıtlı adresi olan "Sultangazi 50. Yıl Mah. 2157 Sok....
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, uyuşmazlık konusu dönem itibariyle seçmen bilgi kayıtlarında davacı ve eski eşin nerede oy kullandıkları ve seçmen bilgi sistemindeki adreslerinin neresi olduğu araştırılmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirilmeli ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....
Sayılı ilamı ile eşi ile anlaşmalı olarak boşandıkları, 14.06.2012 tarihli...kontrol memur raporunda, mernis adresinde eski eşin 27.9.2010 tarihli beyanına göre oluşturulan ikamet adresinde yapılan araştırmada aynı apartman sakini Yüksel Karpuz beyanı ve davacının eski eşin işyerinde çalışıyor olması nedeni ile davacının eski eşi ile birlikte fiilen yaşadığı gerekçesi ile davacının babasından aldığı aylığın kesilmesi gerektiği belirtilmiş ve tutanakta ismi geçen tanık mahkemece dinlenilmiş ve tanığın 3 gün önce apartmana taşındığını, davacının yukarı katta oturduğunu ancak sonrasında davacının oğlunun çamaşırlarını temizlemek için gelip gittiğini öğrendiğini belirttiği ve nüfustan gelen adres bilgilerinde davacı ve eski eşin 02.12.2008 tarihinden eski eşin adresinin değiştirdiği 27.09.2010 tarihine kadar birlikte yaşadıkları, zabıta araştırmasının yalnızca eski eşin ikamet adresinde yapıldığı, davacının... ilçesindeki adresinde herhangi bir araştırma yapılmadığı, dinlenen tutanak tanığının...
Bu aşamada, özellikle Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden gizli şekilde ve geniş kapsamlı ... araştırması yapılmalı, tarafların hangi adreslerde kimlerle yaşadıkları tespit edilmeli, boşanılan eşin davalıdan farklı bir yerde ikamet ettiği iddia edildiğine ve dosyada da boşanılan eşin kayıtlı olduğu...
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesiyle boşanmadan sonrada davacı eşin soyadını kullanmaya izin talebinde bulunmuştur. Bu talep boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp harca tabidir. Davalı kadının bu yönde harcı yatırılarak açılmış bir davası veya karşı davası bulunmamaktadıdr. Mahkemece bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığna karar vermek gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşandığı eşi ile birlikte yaşamasının söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, davacının 5510 sayılı Yasa'nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığını kesen Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. 5510 sayılı Kanun’un “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlıklı 56.maddesinde; “…Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir....