A.Ş. nezdindeki hesaplarına banka tarafından konan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre iflas erteleme şartlarının bulunduğu gerekçesiyle, davacı şirketlerin iflaslarının 13.11.2009 tarihinden 13.11.2010 tarihine kadar bir yıl süre ile uzatılmasına 23.09.2010 tarihinde, davacı şirketlere ait iki araç açısından daha önce kaldırılmış olan tedbirlerin yeniden konulmasının 02.12.2010 tarihinde, davacı ... Şti.’nin müdahil ... A.Ş. nezdindeki hesabına banka tarafından konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine 09.12.2011 tarihinde karar verilmiştir. İflas erteleme kararı kapsamında verilen tedbir kararları şirketlere ait iki aracı kapsamadığı gerekçesiyle sırf tedbirlerle ilgili kısım davacı şirket temsilcileri tarafından, mahkemece karardan sonra iki araçla ilgili olarak 02.12.2010 tarihli tedbir kararı ve iflas erteleme kararı müdahil ....A.Ş. vekilince, ... davacı ......
AŞ) vekili, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının kefaletinin bulunduğu şirketlerin bankaya karşı çek taahhüt risklerinin bulunduğunu, dava açıldıktan sonra bu risklerin davacı tarafından kapatıldığını, bu nedenle hesap üzerindeki blokenin kaldırıldığını ve sonuçta davanın konusuz kaldığını, davaya konu paranın yatırıldığı tarih itibariyle banka bünyesinde faizli bir hesapta değerlendirildiğinden davacının faize ilişkin isteminin yerinde olmadığını, ayrıca blokeli para üzerinde davacıdan alacaklı bulunan .... şahısların haczinin mevcut olduğunu savunarak, hesap üzerindeki blokenin kaldırılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, hesap üzerinde .... şahıslar lehine haciz mevcut olduğundan paranın davacıya iadesinin mümkün olmadığını belirtmiştir....
K A R A R Davacı, davalı ... aracılığıyla davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle emekli maaş hesabının bloke edildiğini ileri sürerek; blokenin kaldırılmasına, 2.392,00 TL toplam kesinti miktarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
KARAR Davacı, davalı ... aracılığıyla davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle emekli maaş hesabının bloke edildiğini ileri sürerek; blokenin kaldırılmasına, 6.557,00 TL toplam kesinti miktarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Dava; tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borcu nedeniyle davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve bloke nedeniyle banka borçlarına kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacının, davalı bankanın Esenler/İstanbul şubesinde maaş hesabının bulunduğu, davaya konu işlemin davalı bankanın Gölbaşı/Adıyaman şubesinden 06.10.2009 tarihinde davacıya kullandırılan 18.340 TL tutarındaki bireysel tüketici kredisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun'un 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesinde “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, Sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır....
GEREKÇE: Dava, kullanılan kredi nedeniyle maaşa konulan blokenin kaldırılması ile yapılan kesintilerin iadesi isteğine ilişkindir. Davalı banka tarafından davacıya 19.01.2018 tarihinde 60.000,00 TL tutarlı, 18.04.2018 tarihinde 10.000,00 TL tutarlı bireysel kredi kullandırıldığı, davacının kredi taksitlerinin ödenmesine yönelik davalı bankaya " taahhütname ve virman, takas, mahsup" talimatı verdiği, davacının maaşından kesinti yapılmak suretiyle şu ana kadar ödemelerin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 16.06.2022 tarih 2022/3441 E., 2022/5889 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere, 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun'un 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesinde “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, Sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez....
DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan KARAR : İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı bankadan 60.000 TL tutarlı kredi kullandığını, bu kredilerin geri ödemeleri nedeniyle davalı banka tarafından emekli maaşının tamamının bloke edildiğini, böyle bir kesinti yapılmasının yasal olmadığını, bu nedenle müvekkili davacının emekli maaşı üzerindeki davalı banka tarafından konulan blokenin kaldırılması ve bugüne dek haksız yere kesilen bedellerin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.577,00 TL'nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren mevduata uygulanan yasal en yüksek değişken faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından yapılan işlemin adının transfer olmasının durumu değiştirmediğini, emekli davacının asgari ekonomik yaşama hakkına müdahale etmek olduğunu, emekli maaşının haczedilemeyeceği ve kesinti yapılamayacağı düzenlemesi dikkate alınırsa emekli maaş hesabı üzerinde davalı banka tarafından konulmuş blokenin kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; davacının davalı banka nezdinde bulunan emekli maaş hesabına tüketici kredisi sözleşmesi ve taahhütname uyarınca banka tarafından konulan blokenin kaldırılması ile bloke nedeniyle tahsil edilen tutarın iadesine ilişkindir....
hukuka uygunmuş gibi gösterilmeye çalışıldığı yazının İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmaması, 06.12.2018 tarihli cevap doğrultusunda ancak 4207,89 TL üzerinde haciz uygulanabileceği kabul edilerek işlem yapılması gerekirken icra müdürlüğünce aksi yönde hareket edildiği, dosya üzerinden sıra cetveline esas işlemlerin devam ettiğinin anlaşıldığı ve 3. şahsın işlemlerinin denetiminin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle uygulanan blokenin derhal kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca paranın haczinden itibaren 6 aylık sürede gönderilmesi talep edilmediğinden haczin düşmüş olmasına karşın istemin reddi kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün 12.08.2021 tarihli red kararının kaldırılmasını ve 26.498,83- TL üzerindeki haksız blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde işin esasının incelenmesinden önce, dava dilekçesinde yalnızca konut kredisi çerçevesinde konulan blokenin haksızlığından bahsedilerek talepte bulunulduğu gözetildiğinde Mahkemenin davacının kullandığı tüketici kredisi yönünden de blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesine karar vermiş olmasının talep aşımı olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırılık taşıyıp taşımadığı hususu ön sorun olarak getirilmiş ve öncelikle bu husus tartışılıp değerlendirilmiştir. 13. Dava dilekçesi anlatımında, tüketici kredisinden bahsedilmemiş ise de konut kredisinin taksit tutarı olan 983TL'nin yanı sıra 2014 tarihli tüketici kredisinin 347TL değerindeki taksit tutarını içine alır şekilde tüm bu kesintinin haksız olduğu ileri sürülmüştür....