Bu durumda, davacının iş akdinin 17/11/2014 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirildiği, davaya konu expat dönüş paketi adıyla yapılan ödemenin, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 89. maddesinde iade kapsamında değerlendirileceği sayılarak belirtilen ek ödemelerden olduğu ve söz konusu ödeme üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin iadesi için gerekli olan diğer şartların sağlandığı dikkate alındığında, dava konusu işlemin "expat dönüş paketi" adıyla ödenen tutardan kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı ve bu ödeme üzerinden yapılan kesintinin davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Kişilere karşı herhangi bir ödeme yükümlülüğünün ve dolayısıyla müvekkilinin bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile davacı hesapları üzerindeki blokenin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır....
DAVA Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takipte, davalı alacaklının talebi üzerine daha önce maaş hesabına bloke konulduğunu, itirazı üzerine İcra Müdürlüğünce blokenin kaldırıldığını, davalı alacaklı tarafından yeniden talepte bulunulması üzerine İcra Müdürlüğünün 26.02.2021 tarihli kararı ile maaş hesabına yeniden haciz konulduğunu, maaş hesabı üzerinde haciz sırası bulunmasına rağmen sıraya girmeden kesinti yapılarak takip dosyasına gönderilmesinin usulsüz olduğunu, müdürlük kararından 16.03.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek maaş hesabındaki paraya konulan blokenin kaldırılması ile maaş hesabından çekilen paranın iadesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Dava dosyası incelendiğinde, davalı Kurum tarafından düzenlenen ödeme emrine konu sigorta prim borcunun zamanaşımına uğradığının tespiti, maaş üzerindeki kesintinin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne denilerek, 2014/14192 takip sayılı dosyada takip alacaklarının zamanaşımına uğramış olması nedeni ile takibin iptaline, maaştan yapılan kesintilerin usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilip takip kesinleştirilmediğinden kaldırılmasına dair hüküm kurulmuş ise de, zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verildiği halde, usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediğinden kesintilerin kaldırılmasına dair hüküm kurulması, hükmün kendisi içinde çelişkiye sebebiyet vermiştir. Zira, hacze dayanak ödeme emirlerinin hangi nedenle iptaline karar verildiği şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerektiğinden, hükmün çelişki nedeniyle bozulması gerekmektedir....
nin davalı banka nezdinde kullanmış olduğu kredi borçlarına teminat olarak davalı banka nezdindeki hesaplarında bulunan döviz ve altının rehin olarak verildiğini, dava konusu borcun kaynağının rehin sözleşmesine dayandığını, altın hesabı üzerindeki blokenin kaldırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının altın hesabı üzerindeki blokenin davalı banka tarafından kaldırıldığı, USD hesabı üzerindeki blokenin devamında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, zira blokenin geçerli bir rehin sözleşmesine dayandığı, rehin senedi (kefil/üçüncü şahıs) başlıklı sözleşmenin geçerli bulunduğu, olayda davacının kefaletinin söz konusu olmadığı, rehin sözleşmesinin içeriğini oluşturan genel işlem şartlarının geçersizliğinden bahsedilemeyeceği, davacının USD hesabına ilişkin muarazanın meni talebinin dayanaksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı banka şubesinden zirai kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredi nedeniyle yapılan kesintinin iadesini talep ettiği, ancak iadesi talep edilen kesintinin taraflar arasındaki kredi sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı, dolayısıyla söz konusu kesintinin haklı ve yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü tarafından farklı bir borç nedeni ile haciz işlemi yapılıp maaşından kesinti yapıldığını, davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasını, haksız olarak maaş hesabından tahsil edilen 15/11/2013 tarihinden 1.595,55 TL, 15/12/2013 tarihinden 1.106,64 TL, 15/01/2014 tarihinde 1.100,94 TL ve 15/02/2014 tarihinde 1.151,47 TL olmak üzere toplam 4.954,60 TL'nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek mevduatlara uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte iadesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Eldeki dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir....
Kök raporun 6’ncı sayfasında yer alan faiz hesaplama tablosundan da görüleceği üzere; her bir kesinti tutarı kesintinin yapıldığı tarih itibariyle kümülatif tutara dahil edilerek, kesinti tarihinden 11.01.2022 dava tarihine kadar faiz işletildiği bu sebeple, söz konusu faiz hesaplamasında bir hata bulunmadığı belirterek kök rapordaki görüşünün özünde bir değişiklik bulunmadığı" bildirilmiştir. Dava, davacının maaşından yapılan kesintilerin istirdadı ve maaşına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı bankaya yazılan müzekkere cevabı incelendiğinde; davacının emekli maaşından yapılan kesintinin davacının yetkilisi olduğu ....Ltd Şti ile davalı banka arasında yapılan ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinden kaynaklı taraflar arasında akdedilen kefalet sözleşmesine dayandığı anlaşılmıştır....
KARAR Davacı, davalı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisi borcunu ödeyemediği için davalı banka tarafından icra takibi yapılmaksızın maaşına bloke konulduğunu ileri sürerek maaşa konulan blokenin kaldırılmasına, kesilen 4.006,68 TL’nin faiziyle iadesine, ayrıca 8.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının hesabına bloke konulabileceği konusunda aralarında anlaşma olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı banka tarafından yapılan 4.006,68 TL kesintinin davacıya iadesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/2366 esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, maaşının 1/4'lük kısmının bu dosyaya kesildiğini, kalan 3/4'lük kısmına ise davalı banka tarafından re'sen bloke konulduğunu, bu zamana kadar davalı banka tarafından maaşından re'sen ne miktar tahsil edildiğini bilinmediğini, davalı bankanın yaptığı bu kesintinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maaş ve eklerinden haksız olarak kesilen 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen icra dosyasından müvekkili bankaya yapılan bir kesinti bulunmadığını, kesinti yapılan dosyanın ......