WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....

    Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir....

      Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK md. 19 (BK md. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....

        Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. BK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

        Böyle bir sonucu davacı taraf da beklememekte olduğunu, çünkü bölünerek çoğalan ve Aydın ATM'de devam eden 2022/475 E. sayılı genel muvazaa davasında davacının genel muvazaa iddiası olmadığını, o davada sayın Mahkeme TBK 19.hükümlerine göre inceleme yapacaktır ancak davacı tarafın TBK 19.maddeye dayanma sebebi muris muvazaası olduğunu, davacı taraf muris muvazaası iddiası dışında TBK 19.madde kapsamında incelenmesi gereken başkaca tek bir iddia ileri sürmediğini, gerçekten de davacı taraf, müteveffa annenin kendisine borcu olduğunu ve bu borçtan kurtulmak amacıyla hisseleri oğluna devrettiğini ya da benzeri bir alacak verecek iddiasını ileri sürmemekte olduğunu, bu durumda, Aydın ATM'de debvam eden 2022/475 E. sayılı davada Mahkeme'nin muris muvazaası araştırmasına girmeden TBK 19.madde incelemesi yapması mümkün görünmemekte olduğunu, çünkü, aldatma kastı muvazaanın zorunlu unsurlarındandır. (Atamulu, 43; Eren, 368.)....

          Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

          Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. BK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

          İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali istemine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBKnun 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

          TBK’nın 19. maddesinde “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.” ifadeleri mevcut olup, daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada muvazaa kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır (Benzer hüküm 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 18. maddesinde de yer almaktaydı.). Gerek öğretide, gerek uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır....

            Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Bu açıklamalar ışığında elde ki dava TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açıldığı değerlendirilerek inceleme yapılmakla; İptale konu İstanbul ili Sarıyer İlçesi, Rumelifeneri köyü 7 pafta 181 parsel Sayılı 2450 m2 miktarlı Metruk Mezarlık nitelikli raşınmazın 351/12250 hissesi T3 adına kayıtlı iken, İstanbul 10....

            UYAP Entegrasyonu