"Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Mirasbırakan ...'ın 05.07.2007 tarihinde ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak miras reddolunduğundan, burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nun 180. maddesinde, reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre, ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Mirasbırakan ...'nın 30.03.2011 tarihinde ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından ...'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
"Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Mirasbırakan ...'in 31.07.2014 tarihinde ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak miras reddolunduğundan, burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nun 180. maddesinde, reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre, ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Muris... 06.09.2004 tarihinde ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği Tüzüğünün 5 ve 25'inci maddelerine göre, birliğin ticari faaliyette bulunabileceğinin kabul edildiği, tüzüğün 26'ncı maddesinde de; birliğin, büyük defter, yevmiye defteri, kasa defteri, envanter defteri, amortisman defteri ve kambiyo defteri tutacağının belirtildiği; dosyanın ve ara kararıyla getirtilen belgelerin incelenmesinden, Birliğin 1.1.1991 tarihinde süt toplama ve nakliye işi nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirdiğinin, 25.7.1992 tarihinde yeni imalat ve satış işine başladığının, 13.4.2000 tarihinde unvanının ......
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : 1- Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, denetleme raporuna göre, birliğin görevinin kanunun emredici hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğinin açık olmasına rağmen İdare Mahkemesi tarafından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. 2- Davalı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, birliğin yönetiminde sorunlar yaşandığı, bu durumun birliğin amacına ulaşamayacağına karine teşkil ettiği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği belirtilmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …. DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
kadrosuna atanmasının üst birlik tarafından uygun görülmediğine dair üst birlikçe alınan bir karar olup olmadığının sorulması, var ise bu kararın istenmesi, bu suretle her iki yazı arasındaki çelişkinin giderilmesi sonrasında, Dairemizin 09/05/2013 tarihli, 2013/1948 Esas, 2013/4803 sayılı Kararında belirtildiği üzere, sanığın atamasının uygun bulunmadığına dair Üst birlik kararının ve tarihinin tespitiyle ilk atama tarihi olan 25/11/2002 ile Üst birliğin bu atamayı uygun bulmadığını bildirdiği zaman dilimi içerisinde zimmet teşkil edecek herhangi bir eylemi olup olmadığının, varsa bu döneme isabet eden miktarın araştırılmasından ve sanığın Üst birliğin kararına rağmen fiilen bu görevi sürdürüp sürdürmediğinin tespitinden sonra hukuki durumunun ve suç vasfının takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine ortadan kaldırılmasına karar verilmesi...
-K A R A R- Davacı vekili, davalı üst birliğin 30.05.2005 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurulunda 4572 ve 1163 sayılı Yasalar hükümlerine, anasözleşmeye ve birlik uygulamalarına aykırı olarak müvekkili kooperatifin üyeliğine son verildiğini ileri sürerek, anılan genel kurulun 10 nolu kararı ile buna dayanak oluşturan davalı üst birlik yönetim kurulunun 01.04.2005 gün ve (48) sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir....
Aynı kanunun 186/3.maddesinde ise, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar.Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, eşlerden birinin diğerine yapacağı katkı, birliğin giderleri ile sınırlıdır. Hakim nafaka takdirinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını araştırmalı, birliğin giderlerini tespit etmeli ve günün ekonomik koşullarını gözeterek, nafakanın miktarını, davalı kocanın geliri ile orantılı olmak kaydıyla, birlikte yaşadıkları zamanda eşine sağladığı geçim şartlarını ayrı yaşama halinde de sağlayacak oranda ve hakkaniyete uygun olacak şekilde takdir etmelidir. Somut olayda davalının zabıtaca yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında asgari ücretle çalıştığı belirtilmiştir. Her ne kadar davacı davalının asgari ücret üzerinde gelir elde ettiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır....
, davalı birliğin aldığı karar nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu ileri sürerek, genel kurul kararının iptalini, 7.486,73 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....