CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili birliğin kuruluşuna dayanak ......
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Muris ... 29.04.2005’te ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nın 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nın 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
Hüküm, davacı tarafça mal rejiminin tasfiyesi davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından da feragat edildiğinden, evlilik birliğinin devam ettiğinin, diğer bir deyimle eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225). O halde, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma kararı olmadığından tasfiye istenemez ve yapılamaz. Doğmamış bir haktan feragat mümkün değildir. Söz konusu feragat mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece yapılacak iş, boşanma davasının feragat sebebiyle reddedilmesinden dolayı, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermekten ibarettir....
tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 17/04/2015 gününde verilen dilekçe ile birliğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı birliğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, vekalet ücreti yönünden davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece gerekçeli karar başlığında kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istemine konu edilen davalı birliğin davalılar kısmında gösterilmemiş olması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus maddi hata olmakla mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
Ve Kooperatiflerde ki davalı Birlik ile müşterek tüm kadroları 01/04/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı birlik dışındaki üç birliğin yani davacıların müşterek kadrolarına dönüştürdüğü ve söz konusu kadrolarca davalıya hizmet verilmemesinin bildirildiği, ayrıca davacı birliklerin davalı birliğin ... ortaklığından çıktığının tespiti ve ortaklıktan çıkarılması talebiyle İzmir ... ATM 'ye açtığı davanın reddedildiği, bu durumda davalının ortaklıktan çıkarılmasının mümkün olmadığı hususunun Mahkeme kararı ile sabit hale geldiği ve davacı birlikler tarafından çıkarılan 01/04/2005 tarihli genelgenin aksine davalı Birliğin Personel Yön. 8....
Davalılar, birliğin kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olması sebebiyle mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, davanın kararı veren yönetim kurulu üyelerine karşı açılmış olduğu, ancak davalıların yönetim kurulu üyeleri olarak dava dışı birliğin temsil organı sıfatıyla işlem yaptıkları, bu nedenle somut uyuşmazlık açısından husumetin kararı veren davalılara değil, kararın sahibi olan birliğe karşı açılması gerektiği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
- KARAR - Davacı, dava dilekçesinde kendisinin davalı birliğin üyesi iken 08.06.2011 gün ve 222 no'lu kararla üyelikten çıkarıldığını, alınan kararın yok hükmünde olduğunu, zira birliğin anasözleşmesinin 44. maddesine göre toplantı nisabının 4 üye olmasına rağmen 3 üye ile karar alındığını, ayrıca alınan kararın da esastan hukuka aykırı olduğunu, kendisinin birlik aleyhine çalışmadığını ileri sürerek, alınan kararın yoklukla malul olmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise hukuka aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın iş kazası sonucu vefatı sonrasında geride kalan hak sahiplerine yapılan ödeme ve bağlanan aylıklardan dolayı rücuan tahsil davasının yargılamasının devam ettiğini ileri sürerek, Birliğin ihyası ile tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ... ve .... vekili, Birliğin 22.05.2002 tarihinde aldığı tasfiye kararı sonrasında alacağın doğduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 11.05.2002 tarihli genel kurulda alınan tasfiye kararının 22.05.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde, 09.06.2006 tarihli genel kurulda alınan terkin kararının 21.06.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği, birliğin işçisi ...'...
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. 2004 sayılı İİK'nin 180. Maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır....
Birliği (bundan sonra "Birlik" olarak ifade edilecektir)nin ............ tarihinde olağan genel kurulunu yaptığını, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, toplantının hazırlanması ve yürütülmesinden yönetim kurulunun sorumlu olduğunu, Birliğin yönetim kurulu üyelerinin temsilciler arasından seçileceğini, ancak Birliğin ortaklar cetvelinin ana sözleşmeye aykırı ve seçimleri etkilemeye yönelik olarak hazırlandığını, Şöyle ki, Birliğin 31 ortağı bulunmasına rağmen 30 kooperatife genel kurul çağrısı yapıldığını, S.S. ............Kooperatifine genel kurul çağrısı yapılmadığını ve ortaklar cetvelinde ve genel kurul hazirun cetvelinde yer verilmediğini, yine .......... nolu kooperatifin ortaklığının devam ettiğini ve yükümlülüklerinin yerine getirdiğini, bu kooperatifin sadece tasfiye kararı aldığını, tasfiye sürecinin henüz sonuçlanmadığını, buna rağmen davalının ........ nolu kooperatifin genel kurula katılmasını engellediğini, muhalif gruba oy verecekleri düşünülen 2 oyu ortadan kaldırdığını...