Türk Medeni Kanunun 183/6 maddesinde "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar" denilmektedir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Birliğin giderlerine katılmada ise eşlerin "güçleri" esas alınmıştır. Davacı (koca) birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davalı (kadının) maaşı olması, gelirinin davacı (kocadan) az olması veya çok olması, davacı (kocanın) ortak giderlere katılma yükümlülüğünü büsbütün ortadan kaldırmaz. Zira, evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için, eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Bu giderlere örnek olarak, kira parası, yakıt parası, elektrik, su ve telefon parası gibi giderler gösterilebilir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini, ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
Türk Medeni Kanunun 183/... maddesinde "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar" denilmektedir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Birliğin giderlerine katılmada ise eşlerin "güçleri" esas alınmıştır. Davacı (koca) birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davalı (kadının) maaşı olması, gelirinin davacı (kocadan) az olması veya çok olması, davacı (kocanın) ortak giderlere katılma yükümlülüğünü büsbütün ortadan kaldırmaz. Zira evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için, eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Bu giderlere örnek olarak, kira parası, yakıt parası, elektrik, su ve telefon parası gibi giderler gösterilebilir. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini, ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı üst birliğin 30.05.2005 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurulunda 4572 ve 1163 sayılı Yasa hükümlerine, anasözleşmeye ve birlik uygulamalarına aykırı olarak müvekkili kooperatifin üyeliğine son verildiğini ileri sürerek, anılan genel kurulun 10 nolu kararı ile buna dayanak oluşturan davalı üst birlik yönetim kurulunun 01.04.2005 gün ve 48 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir....
Davalı müvekkil birliğin varoluş amacı ve hukuki yapısı düşünüldüğünde de, bu sistemin dışında başka bir sitem ile çalışılmasının mümkün olmayacağı açıktır. müvekkil birliğin tek geliri süt alıcısı fabrikalara kesilen komisyon ödemeleri ve üye aidatlarıdır. birlik bu ödemeler ile personel ve diğer giderlerini ancak karşılayabilmektedir. birliğin nakliye veya süt bedellerini fabrikalardan gelen bedeller üzerinden ödemesi sistemsel bir zorunluluktur. nakliye firmaları da bu sistemi çok iyi bilmekte, kabullenmekte ve müvekkil birlik ile bu şartlarda çalışmaktadırlar. davacı şirket de müvekkil birlik ile bu şartlar dahilinde çalışmaktadır. yani nakliye bedellerini fabrikalardan ödeme yapıldıktan sonra almaktadır. bu durum müvekkil birliğin davacı şirket ile ilgili geçmişe dönük kayıtları incelendiğinde görülecektir....
Mahkemenin gerekçesine esas aldığı, davalı Birliğin 17.2.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalı birlikçe emniyet müdürlüğüne yazılan 13.1.2005 tarihli yazı, ...'ın davalı birliğin yetkili temsilcisi veya vekili olduğunu gösterir nitelikte değildir. Mahkemece, ...'ın davalı birliğin yetkili temsilcisi veya vekili olduğu ve davacı tarafından ...'e ödendiği iddia edilen bedelin birlik hesaplarına intikal ettiğinin ispatlanamadığı gözetilerek birlik hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemenin gerekçesine esas aldığı, davalı Birliğin 17.2.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalı birlikçe emniyet müdürlüğüne yazılan 13.1.2005 tarihli yazı, Keramettin Uçak'ın davalı birliğin yetkili temsilcisi veya vekili olduğunu gösterir nitelikte değildir. Mahkemece, Keramettin Uçak'ın davalı birliğin yetkili temsilcisi veya vekili olduğu ve davacı tarafından Keramettin'e ödendiği iddia edilen bedelin birlik hesaplarına intikal ettiğinin ispatlanamadığı gözetilerek birlik hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
üyelerin görevden alınmasına karar verme yetkisinin genel kurulda olduğunu, bu hususun birlik tüzüğünün 27. maddesinin e bendi ve birliğin statüsünü düzenleyen yönetmeliğin genel kurulun görevleri başlıklı 12. maddesinin e bendinde, gerektiği takdirde yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri ile tasfiye kurulu üyelerinin işlerine son vermek veya azletmek şeklinde düzenleme bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin birliği zarara uğrattığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığını ileri sürerek, davalı birliğin 20.09.2012 tarih 146 no'lu müvekkilinin birlik üyeliğinin askıya alınmasına ilişkin kararının iptaline, müvekkilinin üyeliğinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
görevli olan üyelerin görevden alınmasına karar verme yetkisinin genel kurulda olduğunu, bu hususun birlik tüzüğünün 27. maddesinin e bendi ve birliğin statüsünü düzenleyen yönetmeliğin genel kurulun görevleri başlıklı 12. maddesinin e bendinde, gerektiği takdirde yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri ile tasfiye kurulu üyelerinin işlerine son vermek veya azletmek şeklinde düzenleme bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin birliği zarara uğrattığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığını ileri sürerek, davalı birliğin 20.09.2012 tarih 146 no'lu müvekkilinin birlik üyeliğinin askıya alınmasına ilişkin kararının iptaline, müvekkilinin üyeliğinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosya içeriğinden davalı birliğin 14.01.2004 tarihli genel kurul toplantısında genel müdürün ücretinin 3.500,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacı 23.12.2004 tarihli yönetim kurulu kararıyla birliğin genel müdürlüğüne atanmış, aynı kararla ücretinin de 2.500,00 TL olmasına karar verilmiştir. Birliğin ana sözleşmesinin 29. ve 45. maddelerinde genel müdürün ücretinin genel kurul kararıyla belirleneceği, ücret konusunda alınacak yönetim kurulu kararlarının genel kurul kararlarına aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Mahkemece davacının ücretinde yönetim kurulunca indirime gidilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir....
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin GATAB ile arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmesi neticesinde kurum bünyesinde hizmet vermeye başladığını, davacının müvekkili şirkette 13/03/2013- 29/05/2014 tarihleri arasında sigortalı olarak hizmet verdiğini, işin sevk ve idaresinde diğer davalı GATAB'ın tek yetkili olduğunu ve kayden müvekkili şirkette sigortalı görünmekle birlikte baştan itibaren asıl işverenin GATAB işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğini, somut olayda müvekkili ile GATAB arasında hizmet alımı sözleşmesi halen ayakta ve devam ediyor olmasına ve 6360 sayılı yasa kapsamında birliğin tasfiyesi neticesinde mevcut sözleşmelerin bir bütün olarak davalı Antalya Büyükşehir Başkanlığı'na devredilmiş olmasına karşın belediyenin yükümlendiği edimleri yerine getirmeyerek işçileri kendi kaderlerine terk ettiğini, müvekkilinin fesih iradesi bulunmadığını, birliğin 30 Mart 2014 tarihinde tasfiyesinin ardından muhatap bulamadığını, belirtilen nedenlerle iş akdinin feshinde...