İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme sonucu karar verdiğini, davalıların davaya konu taşınmazların alım satımında yapılan satışlarda kötüniyetli olarak muvazaalı hareket ettiklerini, davalıların birlikte hareket ederek dava konusu taşınmazların üstüne değerlerinin çok üstüne bir bedelde ipotek tesis ederek müvekkilinin şufa hakkını engelleyerek sonrasında yüksek miktarda bir bedelde satış yaptıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Davalı taşınmazı 95.000,00 TL bedelle satın aldığını savunmuş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı-alıcı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ve resmi senet karşısında bedelde muvazaa iddiası dinlenemez. Tanık, keşif, bilirkişi vs. delillere dayanamaz. Davalının bedelde muvazaa iddiasına ilişkin tanık dinlenemez. Dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmaz. Dava konusu payın 50.000,00 TL bedelle satışına ilişkin resmi senedin tarafı olan davalının bedelde muvazaa iddiası resmi senet karşısında dinlenemeyeceğinden yerel mahkemece davalının bedelde muvazaa iddiasının kabul edilmemesinde, bedelde muvazaa savunmasına ilişkin tanık dinlenmemesinde keşif ve bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir." Ayrıca yine aynı yasanın 1447. Maddesinde " Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır."...
indirim isteme hakkını dava yolu ile talep ettiğini belirterek, bilirkişilerce tespit edilecek bedelde indirim miktarının satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, bedelde muvazaa olmadığını, ödediği bedelin masraflarla birlikte depo edilmesi halinde davaya diyeceklerinin olmadığını, reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile 161 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı ½ payın tapu kaydının iptali ile önalım hakkı nedeniyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, depo edilen 44.460TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde davalı ...'e ödenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliyesi 1. Hukuk Dairesince keşfin tek başına davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yetmeyeceği, davacının diğer delillerinin de incelenmesi ve değerlendirilmesinin gerekli olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Davalı vekili, bedelde muvazaa iddiasını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de; davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olayda, davacı yasal önalım hakkını kullanırken davalı taraf ile ona pay satanlar arasında önalım hakkını engellmeye yönelik bedelde muvazaa yapıldığı iddiasında bulunmuş ve dava dilekçesinde de tanık deliline dayanmıştır. Ancak mahkemece, 11.06.2014 tarihli ara karar ile davacı vekiline muvazaa iddiasına ilişkin yazılı delillerinin sunulması için 2 haftalık kesin süre verilerek davacıya tanık dinletme imkanı verilmemiştir. Hakim tarafından kesin süre verilebilmesi için kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması gerekir....
Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen pay 22 No’lu parselde bulunan 2 bağımsız bölüm No’lu dükkanın paydaşları ..., ... ve ... tarafından davalıya 29.8.2007 tarihinde 180.000 TL bedelle satılmıştır.Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen davacı tanıkları dava konusu edilen pay satışından önce satıcılarla davacı arasındaki pazarlıklara ve anlaşmalara ilişkin beyanda bulunmuşlar, satış bedeli konusunda sadece davalının kendilerine aktardıklarını tekrarlamışlardır....
Davalı, dava konusu payı, gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Dosya kapsamına göre muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....
Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satanlar arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, önalım bedeli tapudaki satış bedeliyle harç ve masrafların toplamından ibarettir. Mahkemece nasıl tespit edildiği anlaşılamayan bedel üzerinden harcın tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....