WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan 2009/224 Esas 2009/158 Karar sayılı davanın reddedilerek kesinleştiği ve ayrıca 30 günlük süre içerisinde bu davanın da açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 30. maddesi 3. fıkrasına göre; taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 10. maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Yasanın bu buyurucu hükmüne göre davalı mal sahibi idarenin, alıcı idareye bedelde anlaşamadıklarını tebliğ etmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden mal sahibi idarenin davacıya böyle bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı idare, davalı mal sahibinin bu yöndeki ifadesini diğer bir anlatımla bedelde anlaşamadıklarını 23.11.2009 tarihinde öğrendiğini ifade etmektedir. Bu tarihten itibaren 30 günlük hak düşürücü süre de geçmemiştir....

    Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olaya gelince; davacı vekilleri, müvekkillerinin de paydaşı bulunduğu 60 parsel no’lu taşınmazda paydaş olan...'nın dava konusu 7/59 payını 11.06.2010 tarihinde 20.000 TL bedelle davalıya sattığını ancak diğer paydaşların önalım hakkının kullanılmasını engellemek için tapuda satış bedelinin 100.000 TL olarak gösterildiğini iddia etmiştir. Davacılar satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille ispatlanması mümkündür. Davalıya pay satan ... tanık olarak dinlenmiş ve dava konusu payı 60.000,00 TL bedelle sattığını belirtmiştir. Keşifte belirlenen değer de tapuda gösterilen satış bedelinin altındadır. Ayrıca davacı tarafın tanıkları da bedelde muvazaa iddiasını doğrulamışlardır. Bu durumda davacı taraf bedelde muvazaa iddiasını ispatlamıştır....

      Davalı, dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Önalım hakkına konu edilen payı davalı 65.000,00 TL bedelle satın almıştır. Muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....

        Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvaaza iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; davacı, taşınmazın gerçekte 14.000.-TL bedelle satıldığını, davalının satış bedelini muvaazalı olarak yüksek gösterdiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak mahkemece bu konuda dinlenilen davacı tanıkları bedelde muvaaza iddiası konusunda görgüye dayalı bir beyanda bulunmamışlardır. Yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu edilen payın satış tarihi itibariyle değerinin 7800.-TL olduğu bildirilmiş ise de muvaaza iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder....

          Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu ... No’lu parseldeki 3/8 pay 20.000,00 TL bedelle taşınmazın paydaşı olan Ayşe Kaytan tarafından 08.12.2010 tarihinde davalıya satılmıştır. Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre, bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen davacı tanıkları payın davalıya hangi bedel karşılığında satıldığı konusunda beyanda bulunmamış, o civarda 500 m2 lik taşınmazların 8 – 10 bin lira civarında satıldığını beyan etmişlerdir....

            Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı dava konusu payların gerçekte toplam 60.000,00 TL olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak toplam 147.000,00 TL gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır....

              Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olayda, davacı davalının edindiği dava konusu payların gerçekte 40.000 TL değerinde olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, keşif ve bilirkişi tespiti ile bu durumu ispatlayacaklarını iddia etmiştir. Keşif sonucu düzenlenen rapor bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamak için tek başına yeterli olmayıp davacının başkaca delillerle de doğrulanmadığından 19.03.2013 tarihinde davalı .....’e toplamda 100.000,00 TL'ye pay satışına dair işlemde davacı bedelde muvazaa yapıldığına dair iddiasını kanıtlayamamıştır....

                Davacının, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, davacı davalının edindiği payın gerçekte 35.000,00 TL’den daha az değerde olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiş, kanıt olarak da emsal taşınmazların değerleri sunulmuştur. Toplanan deliller bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Mahkemece resmi senette yazılı olan satış bedeli ile tapu harç ve giderlerini depo etmek üzere davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

                  de çelişkili olup denetime elverişli olmadığı, aracın kullanım süresi nazara alındığında aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesinin haksız ve hukuku aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bedelden indirim hakkının tartışılmamasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Açılmış olan davanın kabulü ile davacının seçimlik haklarından bedelde indirim talebinin kabulüne, 13.500 TL tazminat bedelinin dava tarihi itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" dair karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresinin dolduğunu, araçtaki ayıbın kullanımdan kaynaklı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların yeterince karşılanmadığını, faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bedel indiriminin nispi metoda göre yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıplı maldan kaynaklı bedelde indirim istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu