Somut olayda var olan taşımanın, her hangi bir bedel karşılığında olmadığı ve taşımanın sadece davacı taraf yararına yapıldığı hususu davalı sigorta tarafından usulüne uygun şekilde somut olarak kanıtlanamadığına, iddianın soyut nitelikte kaldığının anlaşılmış bulunmasına göre, mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı sigorta sirketi vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmeştir....
bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen toplam 12.132,22- TL tazminat miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 7.764,62- Tl'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir....
ın ise %60 oranında kusurlu bulunduğu, davacının kaza neticesinde %3,3 oranında kalıcı iş gücü kaybına uğradığı, iyileşme sürecinin 6 ay olduğu, davacının tescilsiz araçta yolcu olması nedeniyle, kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmasa dahi yaralanmasının niteliği gözetildiğinde, dizlik takmaması ve diğer koruyucu ekipmanları kullanmaması nedeniyle, müterafik kusurlu sayılacağı, ayrıca tescilsiz araçta hatır için taşındığının anlaşıldığından, belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği benimsenerek, tescilsiz motosiklet sürücüsünün kusur oranı gözetilerek düzenlendiği anlaşılan, aktüar bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen toplam 12.132,22-TL tazminat miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 7.764,62-Tl'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 27.11.2016 tarihli dilekçelerinin ıslah değil bedel artırım dilekçesi olduğunu, yerel mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilerek alacak miktarlarının tümüne dava tarihinden itibaren değil de dava ile bedel artırım tarihlerinden ayrı ayrı faiz yürütülmesinin kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinin incelenmesinde tüm alacaklar bakımından direnim tarihinden yürütülecek faiz istenmiş olduğundan bu bağlamda özellikle fazla çalışma, ubgt çalışmasına ilişkin alacaklar bakımından yasa gereği izleyen ay başından başlayarak işverence direnime düşüldüğünden bağlı olarak bu alacak kalemlerine ilişkin faizlerin de direnim tarihlerinden yürütülmesi gerektiğini, fazla çalışma alacağı ve ubgt alacağına %30 hakkaniyet indirimi yapılmasının fahiş olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; mahkemece hüküm altına alınan fazla mesai alacağının tanık beyanları ile kanıtlanmış olmasına ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre hakkaniyet indirimi yapılması gerekliliği üzerinde durulmadan , hüküm altına alınan fazla mesai alacağından hakkaniyet indirimi yapılmaksızın bu alacağın hüküm altına alınması hatalı olup, dairemizce mahkemece hüküm altına alınan fazla mesai alacağından takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması suretiyle , fazla mesai alacağının 4.206,55 TL olarak hüküm altına alınmasına karar verilmiştir. Bu yönden davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu davalı açısından fazla mesai alacağı yönünden reddedilen kısım hakkaniyet indiriminden kaynaklanmakla , hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen miktar nedeniyle bu davalı yararına ayrıca vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiştir....
- K A R A R - Dava, davalılardan alınan laminat parkelerin ıslanmış ve kullanılmayacak durumda olması nedeniyle bedel indirimi yada ayıbın giderilmesine ilişkindir. Davalı ... Yer Karoları San. Tic ve Turizm A.Ş vekili, davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığı, müvekkilinin emtiayı diğer davalıya sattığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ... Mahkemelerinin yetkisiz olup Kocaeli mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkisiz olduğunu, davacının kendi beyanında dahi parkelerin bir kısmını dışarda bıraktığını kabul ettiğini, müvekkilinin parkeleri ayıpsız olarak teslim ettiğini eğer bir ayıp olsa idi bunun teslim anında ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Davacı verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 50.000.00 TL'nin tazmini olarak değiştirmiştir....
O halde, kusuru bulunmayan davacı için hesaplanan tazminatın tamamına hükmedilmesi gerekirken kusur indirimi yapılarak karar verilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şöyle ki; Dava konusu taşınmazın kadastro, somut emsalin ise imar parseli olması nedeniyle belirlenen bedelden % 40 DOP indirimi yapılmasıyla yetinilmesi gerekirken, emsal karşılaştırması sırasında ayrıca emsalin, imar parseli olması nedeniyle % 10 oranında daha değerli olduğu kabul edilerek taşınmaza eksik bedel tespiti, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalıya iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacı idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ancak, kanun tarafından korunan sözleşme taraflarından tüketicinin yanında, kurulacak hükmün sözleşmenin diğer tarafı olan satıcı için de orantısız güçlükleri de beraberinde getirmemesi gerekir. Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tesbit edilmesi zorunludur. 3....
Davacı vekili 04/02/2021 tarihli dilekçesi ile bedel artırım talebinde bulunmuştur. Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi hukuka uygun bulunarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....