Maddesi sayılı bedel iadesi talebinden üreticide müteselsilen sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre üretici firmanın sorumlu olacağı, ayrıca hükmolunan manevi tazminat yönünden davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat hükmedilmesi isabetli görülmemiş olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden manevi tazminatın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması yoluna gidilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile (manevi tazminat yönünden) ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak toplanan delillere göre yeniden yargılama yapılmasına da gerek görülmediğinden yeniden esas hakkında HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE(manevi tazminat yönünden); Dörtyol 2....
Mahkemece, davanı kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı ve tapuda depo vasfında olduğunu ileri sürerek daire için ödediği bedelin davalıdan tahsili ile maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar nişanın bozulması nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemişlerdir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraflar avukatı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı, davalı ile Ekim 2009 tarihinde nişanlandığını, ancak davalının kusuru ile nişanın bozulduğunu, nişanda takılan ziynetler ile nişanda yaptığı masraflar nedeniyle 5.640,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı ise karşı dava ile nişanın davacının kusuru ile bozulduğunu, nişan nedeniyle yaptığı 9.445,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini karşı davalıdan istemiştir....
Borçlar Kanununun 355. maddesinde ise, istisna akdi bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2012 yılında aile konutunun iç tavanlarının yapılması konusunda anlaştıklarını, Kasım ayı içinde anlaşma sağlanan hizmetin gerçekleştiğini, hizmetin kabul edilerek davalı tarafa hizmet bedelinin eksiksiz şekilde ödendiğini, yapılan işin gizli ayıplı olması sebebiyle 03/10/2013 tarihinde salonun asma tavanlarının çöktüğünü çökme sonucu dilekçede belirtilen eşyaların zarar gördüğünü kullanılamaz hale geldiğini, davalı taraf ile görüşülerek bedel iadesi ve zararın giderilmesi hususunda şifaen anlaşma sağlandığını, davalının sürekli oyalama yolu ile bedel iadesi ve zararın tazminine ilişkin anlaşmaya uymadığını, yapılan işin ayıplı olması sebebiyle 18.000,00.-TL iş ve hizmet bedelinin 1.000,00....
Davalı savunmasında mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davalı idarenin ödenek konusunda yaşadığı sorunlar nedeniyle işe devam edilemediği, davalının bu nedenle tasfiye talep ettiği davacıya sorumluluk yüklemenin hakkaniyete uygun bulunmadığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin bilirkişi raporunda belirlenen 100.483,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine, 124.000,00 TL değerindeki banka teminat mektubunun nakde çevrilerek 94.047,43 TL'sinin davacıya ödenmesine, bakiye 29.952,57 TL'sinin teminat olarak davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifası nedeniyle eserin reddi ve bedel iadesi ile meydana gelen maddi ve cismani zararların tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece; maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiştir....
Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili, istinaf dilekçesi ile müvekkilinin davada araç iadesine yönelik talebinden feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, bu beyan çerçevesinde işlem yapılması zorunludur. 6100 sayılı HMK'nın 310....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kaza geçiren aracın tamir süresinin aşılması nedeniyle bedel iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından araç bedelinin iadesi ve ayrıca manevi tazminat talebinde bulunulmuş olduğundan mahkemece iki ayrı vekalet ücretine hükmolunmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak AAÜT 7.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak vekalet ücreti tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde yazılı miktarı geçemez. Anılan madde uyarınca mahkemece her iki dava yönünden maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken her iki dava yönünden dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmolunması doğru değildir....
-TL manevi tazminat talep edilmiştir. Davalılar asıl ve birleşen davalarda ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile usuli ve esasa ilişkin gerekçelere dayanarak davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
Davaya konu ayıplı mal satışı nedeniyle davacı şirketin itibarının sarsıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, dinlenen davacı tanığının sadece olayın basına yansıdığını beyan ettiği, mal varlığı zararının meydana gelmesinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda sehven "davacı ve davacın vekilinin yüzüne karşı" ibaresi kullanılmışsa da, duruşma zaptından da görüleceği üzere karar duruşmasına sadece davalı katıldığından, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....