Somut olayda davacının ihtilaf konusu olan 1.9.2000-7.7.2004 tarihleri arası dönemde vergi kaydı yok ise de; 19.9.1984-29.6.2006 arasında Şoförler odası kaydının ve 26.12.1984-30.6.2006 tarihleri arasında da Esnaf ve Sicil kaydının devam etmesi nedeniyle davacı l.9.2000- 7.7.2004 tarihleri arasında l479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalılık şartlarını taşımaktadır. Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olması nedeniyle "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalınını aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerle önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması halinde ise zorunlu sigortalılığa değer verilerek "çakışan sigortalılık" sorunu çözüme kavuşturulmalıdır....
Dosya kapsamından; Davacının, 16.06.1985- 28.12.2015 tarihleri arası 506 ve 5510 Sayılı Kanun kapsamında hizmet akdine tabi 4a sigortalılığının olduğu, Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanlığı tarafından oda üyeliği kaydına istinaden 17.10.2010 tarihinde resen tescil bildirimi yapıldığı, Kurum tarafından davacının devam eden 4a sigortalılığı olduğundan tarım bağkur sigortalılık tescili yapılmadığı 4a sigortalılığı bitim tarihi olan 29.12.2015 tarihinden itibaren tarım bağkur sigortalılık tescili yapıldığı ,30.05.2017 tarihi itibariyle Kuruma intikal eden sigortalı muafiyet belgesi ile 06.06.2016 tarihi itibariyle tarım bağkur sigortalılığının durdurulduğu, 19.03.2018 tarihli ziraat odası tarafından düzenlenen muafiyet belgesinde, resen tescil tarihi olan 29.12.2015 tarihi itibariyle davacının tarımsal faaliyet gelirinin PEK alt sınır altında olduğundan muafiyet kapsamında olduğuna dair muafiyet belgesi düzenlendiği, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından davacının zirai kredi kullanmadığının...
Davacının Tarım Bağkur tespitinin prim kesintisi yapılan 22/01/2009 tarihini takip eden aybaşı olan 01/02/2009 tarihinde bu yıl sonu itibariyle 31/12/2009 tarihine kadar tespitinin gerektiği, bu dönemden sonrası için sadece tanık beyanlarına ve devam eden oda kaydına istinaden sigortalılık tespiti hatalı olmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi gerekmiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davalı SGK vekilinin istinaf başvurularının kabul edilmesi ve 6100 sayılı H.M.K‘nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece davacının Ziraat Odası'ndan alınan muafiyet belgesi üzerinden yapılan değerlendirme ile davacının 18.07.2011-18.07.2011, 18.08.2011-18.08.2011, 01.10.2011 -18.11.2014 tarihleri arasındaki tarım bağkur sigortalılığının iptaline karar verildiği anlaşılmakla; yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının uyuşmazlık konusu dönemde tarımsal faaliyeti araştırılmalı varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. 2-Öte yandan; 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, 5510 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi ile; sigortalının aynı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerinden birden fazlasına aynı anda tabi olunmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında sigortalılık yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanunun anılan 53’üncü maddesi, 6111 sayılı Kanunun 33’üncü maddesiyle...
Taraflar arasındaki tarım bağ-kur sigortalılık tespiti ile kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
hükmü ile 51. maddenin, sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden veya ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona ereceğine yönelik hükmü ve 52. maddenin 3. fıkrasının “Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz.” hükmü gözetilerek, davalı Kurumun kabul ettiği sigortalılık süreleri için ödenmesi gereken prim borçları dışında yazılı talep olmasa bile yapılan ödemelerin isteğe bağlı sigortalılık iradesi yerine geçtiği gözetilerek, davacının 10.12.2010 tarihinde yaptığı prim ödemesinin, yazılı talep olmasa bile isteğe bağlı sigortalılık iradesi yerine geçtiği gözetilmeli, ihtilaf konusu dönemde isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre belirlenmelidir...
olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler....
olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler....
Ancak dosya kapsamında davacının hizmetlerine eklenecek itibari hizmet süresinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Kanunun Ek 5. Maddesine göre sigortalı sayılanların aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir. 506 sayılı Kanunun Ek 5. (I-a) maddesinde; 272 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenleyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalıların 5953 sayılı Kanunu değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamına giren işyerlerinde geçen çalışmalarının itibari hizmeti gerektiren çalışmalar olduğu belirtilmiştir. İtibari hizmet süresi, salt sigortalılık süresine eklenir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yapılan prim ödemelerinin geçerli olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Dosya kapsamı incelendiğinde ; kurumun 08/06/2017 tarihli yazısından davacının 01/07/2001 tarihinde Bağkur Sigortalısı olarak tescil edildiği, davacının prim borcu olması nedeni ile 5510 sayılı Kanunun geçici 17. Madde kapsamında sigortalılığının durdurulduğu, 01/05/2008 tarihinde tekrar başlayan sigortalılığının 22/08/2009 tarihinde 4/a kapsamında çalışmaya başladığı gerekçesi ile durdurulduğu, 02/02/2015 tarihinde tekrar başlatıldığı, davacının 17/05/2015 tarihli dilekçe ile fazladan ödediği primlerin iadesini talep ettiği, kurumun 19/02/2015 tarihli yazı ile iade talimatı verdiği, davacının 02/06/2017 tarihli dilekçesine istinaden sigortalılık süresinin tekrar değerlendirildiği ve davacının 01/05/2008 tarihinde başlatılan sigortalılığının 5510 sayılı Kanunun geçici 63....