Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK'nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (-----) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğindedir. Davacı tarafça da dava dilekçesinde alacak bu şekilde nitelendirilmemeden alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü talep edilmiş ise de, alacağın kayıt kabulü değil tahsiline karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davalı müflis şirketin 17.163,15 TL alacağı bulunduğu, TBK 167....
Açıklanan bu tashih şerhli karar borçlu vekili tarafından bakiye alacağın ilk karardaki gibi 3.572,00 TL olması gerekirken, 4.572,00 TL yazılmasının hatalı olduğundan bahisle temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmıştır. Borçlu vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Takip dayanağı ilamda ''izin ücret alacak isteminden 4.572,00 TL, fazla mesai alacak isteminden de 1.795,00 TL olmak üzere toplam 6.367,00 TL'nin (alacağın 2.795,00 TL'lik kısmı üzerinden dava tarihi olan 07.06.2007 bakiyesi üzerinden ise ıslah tarihi olan 12.08.2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek davalıdan alınarak davacıya verimesine'' hükmedilmiştir. Mahkemece ilama uygun olarak bakiye 3.572,00 TL'ye (6.367,00-2.795,00=3.572,00 edeceğinden) ıslah tarihi 12.08.2008 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi doğru iken, tashih şerhinde 3.572,00 TL yerine 4.572,00 TL yazılması doğru olmamıştır....
. - K A R A R - Davacı vekili müvekkilinin davalı şirketten 55.000 TL bedelle satın aldığı traktörün bedelinin 42,000 TL'sinin bankadan kredi çekmek suretiyle ödendiğini, bakiye 13.000 TL için teminat olmak üzere açık senet verdiğini, bakiye borç ödenmesine rağmen senedin 15.500,00 TL bedel yazılarak icra takibine konulduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafından yapılmış olan ödemelerin tamamının müvekkili tarafından tutulan cari hesaplarda mevcut olup, davacı tarafa sehven yapılan icra takibinden dolayı alacak miktarının 8.030,00 TL olduğunun bildirildiğini, davacının 8.030,00 TL borcu bulunduğunu savunarak davacının 8.030,00 TL asıl alacak ve vade tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte alacaklı olduğunun kabulü ile davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca feshedildiğini, davacıya feshi ihbar önelinin uygulandığını, davalı işverenin kıdem tazminatını taksitler halinde davacının banka hesabına yatırdığını, ödenen kıdem tazminatı miktarının eksik olduğunu, ayrıca taksitler halinde ödenen kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini belirterek müvekkilinin bakiye kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının tüm kanuni haklarının ödendiğini, bakiye alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacıya hak ettiği kıdem tazminatının taksitler halinde ödendiği, mevzuatta kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesine imkan veren bir düzenleme bulunmadığı, davacının bakiye fark kıdem tazminatı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporuna göre hesaplanan fark alacak hüküm altına alınmıştır. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca feshedildiğini, davacıya feshi ihbar önelinin uygulandığını, davalı işverenin kıdem tazminatını taksitler halinde davacının banka hesabına yatırdığını, ödenen kıdem tazminatı miktarının eksik olduğunu, ayrıca taksitler halinde ödenen kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini belirterek müvekkilinin bakiye kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının tüm kanuni haklarının ödendiğini, bakiye alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacıya hak ettiği kıdem tazminatının taksitler halinde ödendiği, mevzuatta kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesine imkan veren bir düzenleme bulunmadığı, davacının bakiye fark kıdem tazminatı talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporuna göre hesaplanan fark alacak hüküm altına alınmıştır. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının takipte kur farkı alacağının tahsilini talep etmediği, sözleşmeye ve bu sözleşmeden bakiye kalan alacağa dayandığı, davalının itirazında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, gerek dava konusu icra takibinde gerekse dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen toplam alacaktan ödenmemiş kısımla ilgili yeni bakiye alacak konusunda talepte bulunmuştur. Bu durumda mahkemece; davacı vekilinin bu talebi gözetilerek araştırma ve inceleme yapılmak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalının ve davacının taleplerinin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece; alınan bilirkişi ek raporu ile son ödemenin yapıldığı 29.09.2010 tarihi itibarıyla bakiye 153.177,05 TL ödenmemiş bakiye borç bulunduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun sözleşme ve usule uygun olduğu gerekçesiyle 29.09.2010 tarihi itibarıyla bakiye 153.177,05 TL borç bulunduğunun tespitiyle bu borcun asıl alacak kalemi olan 100.000 TL'sine 30.09.2010 tarihinden itibaren %84,60 oranı ile temerrüt faizi ve bu faizin %5'i oranında banka sigorta muamele vergisi hesap edilerek devamına, bakiye 53.177,05 TL işlemiş faiz ve BSMV toplamı için 30.10.2010 tarihinden itibaren faiz işletilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- İtirazın iptali davasında dava tarihinden sonra yapılan...
Somut olayda, ikinci rücu davasında kusur farkından kaynaklanan bakiye alacak miktarının 744,69 TL gelir ve 56,26 TL geçici işgöremezlik ödeneği olmak üzere toplam 800,95 TL olması ve yerel mahkemece reddedilen alacak tutarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna baş vurulması miktar itibariyle mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktarı itibariyle kesinliği nedeniyle reddi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 26.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi ....
Makina Mühendisi ve Aktüerya Uzmanı bilirkişi heyetinin 06/10/2022 tarihli raporunda özetle-----plakalı otomobil sürücüsü------ kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, ------ plakalı otomobil sürücüsü ------- kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, davacının talep edebileceği bakiye hasar bedelinin 890,21 TL olduğunu, davacının talep edebileceği ekspertiz bedeli 213,78 TL olduğunu, davacının talep edebileceği bakiye tazminat bedelinin 1.103,99 TL olduğunu, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, icra takibi yönünden 1.103,99 TL asıl alacak ve toplam işlemiş faizin 334,13 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir....
ye temlik ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın ... tarafından ikame edildiğini, mezkur alacak davasında davacı ... İnş. Proje Tur. Taah. San. Ltd. Şti.'nin 485.115,70 TL alacaklı olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, mezkur davada bu borcun davacı alacaklıya çeşitli ödeme metodlarıyla 148.506,55 TL'lik kısmının ödendiğini, bununla birlikte yerel Mahkemece davanın 100.000 TL bedelli kısmi dava olarak kabul edilmiş olması ve ilk derece mahkemesinin "Yargıtay bozmasından sonra davanın ıslah edilemeyeceği göz önüne alınarak taleple bağlı kalınıp 100.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiz ile davalıdan tahsiline" karar verildiğini iddia ederek, şimdilik 5.000 TL belirsiz alacak davasının kabulüne, yargılama sonunda ulaşılacak bakiye alacak miktarına sözleşme tarihinden itibaren işletilecek Merkez Bankası en yüksek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....