Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle babalığın tespiti hakkındaki hükümden sonra çocuğun baba hanesine tescili ve babanın soyisminin alması hakkındaki işlemlerin idari nitelikte bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.06.2011 (Prş.)...
Bu kanuni düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için, mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekir. 5737 sayılı Kanunun 17. maddesindeki koşulların varlığının tespiti halinde taşınmazın vakfına döneceği kuşkusuzdur. O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır. Bu davada gaiplik tescil isteminin ön koşuludur ve temel istek malvarlığına ilişkin tescil talebidir....
Muristen önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara geçer (TMK m. 496). Yine aynı kanunun 580. maddesine göre ise mirasçı olabilmek için murisin ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır. Somut olaya gelince; Muris ... 12.01.2014 tarihinde dul ve çocuksuz vefat etmiş, geriye mirasçı olarak ana ve babası kendisinden önce öldüğü için kardeşleri kalmıştır. Kardeşlerinden davacı ... sağ iken, kardeşi ................ 31.12.2002 tarihinde muristen önce ölmüş çocukları ........... (..........) ... ve ....... ..........'yı bırakmıştır. Ayrıca muris ...'nın annesi ...'ın .................. ile evliliğinden olma çocukları ....................... ve ... kalmışlardır. Bu nedenle muris ...'dan önce vefat eden annesi ...'ın ..................'...
Davacı tarafın talebi, davalı tarafın savunması karşısında, eldeki davanın hukuki nitelikçe zilyetliğinin arkasında bulunan bir hakka dayalı olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu yapıdan doğan uyuşmazlığın TMK'nun 982 ve 983. maddeleri kapsamında değerlendirilip, bu maddeler uygulanmak suretiyle çözümlenmeye çalışılması halinde mirasçıların ev üzerindeki miras hakları ortadan kalkacaktır. Mahkemenin görevi de dava olunan taşınmaz değerine göre belirlenmelidir." kararı ile zilyetliğe ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Bunun yanında, tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....
Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin işverene rücu edilebilir kısımları düşülmelidir....
Kendilerine gelir bağlanan ana ve babanın destekten yararlandığı varsayılmaktadır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için tespit edilen tazminat miktarından bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeri düşülmelidir....
Delil tespiti kurumu ise gecikmesinde sakınca bulunan vb. hukuki yararın olduğu hallerde açılacak olan davada delillerin kaybolmaması veya daha sonra değerlendirilememesi ihtimalinde taraflara tanınan bir haktır. Yine davanın esasını çözmeye yönelik delil tespiti de talep edilemeyecektir. Aksi halde dava açmadan önce herkes delil tespiti talep ederek haklılığını tespit ettirdiği ölçüde dava açacaktır. Tespit talep eden vekili, talep dilekçesinde ileride açılacak olan davanın tespit sonucunda oluşacak ihtimale karşı açılacağını beyan etmiş olup bu durum delil tespiti kurumunun amacına da uygun değildir. Hukuki yarar mevcut olmayan ve davanın esasını çözüme kavuşturma amaçlı delil tespiti talepleri kanuna uygun değildir. HMK'nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenen delil tespiti kurumu ile hukuk düzeninin gayesinin bu olmadığı, talep edenin talebinin delil tespiti şartlarını taşımadığı ve delil tespiti talebinin kabulü şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir....
tespiti ile mirasın hükmen reddine ilişkin talebin kabulüne...'' dair karar verilmiştir....
... aleyine açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda; “ Davacı ...’in muris ...’un terekesinin tamamı için atanmış mirasçı olduğunun tespiti ile bu hususun terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetilmesine, Davalı ve yasal mirasçı konumunda bulunan ...’nun mirastan mahrum olduğunun tespitine, bu hususun terekenin bölüştürülmesi sırasında nazara alınmasına” karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmeksizin 24.04.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece davanın kabulü ile vasiyetnamenin açılıp okunduğunun ve itiraza uğramadığının tespiti cihetine gidilmiş, hüküm mirasçı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin olup, mahkemece "vasiyetnamenin açılmış sayılmasına" karar vermekle yetinilmesi gerekirken "itiraza uğramadığının tespiti" şeklinde hüküm tesisi yanlıştır....