WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacı ile değil, sadece, çocuğu doğran kadının kim olduğunun tespiti amacı ile dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemi ile açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalar da, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; İkincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve "genetik Annenin kocası olmayan" kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

tespiti yönünden ise dava; Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118- 395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında, babanın Ahmet Elçi olduğuna ilişkin davanın tefrik edilerek davaya Aile Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına" şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

babasının da ... olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarında anne ve baba adının ... ve ... olarak düzeltilmesi istenmiştir. Dava, anne ve babanın birlikte değiştirilmesine yönelik olup, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Manisa 1. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Manisa 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalığın Hükmen Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, babalığın hükmen tespiti talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dava dilekçesinde, davacı ile davalının evlilik dışı beraberliğinden 13.08.2015 tarihinde doğan ...'ın basının davalı ... ... olduğunun tespiti ile doğum, gebelik, doğum öncesi ve sonrası giderler ile çocuk için nafaka istenilmiş; mahkemece, çocuğun baba tarafından tanınması sebebi ile konusuz kalan babalık hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Miras bırakanın gerçekte var olduğu ancak nüfusa kayıtlı olmadığı, mirasçı bırakmaksızın öldüğü belirlendiği takdirde son mirasçının Hazine olacağı göz önüne alınarak buna göre mirasçılık belgesi verilmesi gerekir. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının miras bırakanın mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Mahkemece verilen yetki üzerine açılan davalarda davanın kabulüne karar verilebilmesi için davacının mirasçı olmasının gerekmediği de kuşkusuzdur. Dava konusu 30740 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazın ...oğlu adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

        tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca " ölen davacı-karşı davalı eşe yasal mirasçı olamayacağının tespitine" karar verilmiş olması bozmayı gerektirir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma HÜKÜM : TCK'nin 156/1, 62, 52/2-4, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın babası olan ve 05/02/2005 tarihinde vefat eden ..., sanık ile arkadaşlığı olup birlikte alkol alırken ... sanıktan 300 TL borç para alıp karşılığında da sarhoş olması sebebiyle boş senet imzalayıp verdiği, sanığın Mustafa'nın ölümünden birkaç ay sonra da senedi 28.300 TL şeklinde doldurup mirasçı olan şikayetçilerden senet bedelini istediği, sanığın ... sarhoşluğundan yararlanarak senet alıp kendini alacaklı haline getirdiğini ve icra takibi başlattığı iddia olunan olayda, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, suça konu senet aslının emanete alınarak, senetteki yazı ve imzaların sanığa mı yoksa vefat eden ...taş'a mı ait olduğunun tespiti...

            ın mirasçılarını gösterir ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.02.2004 gün ve 2004/12 sayılı kararında davalılardan ... (...), mirasçı olarak gösterildiği halde, aynı murise ait olan ve daha sonra alınan ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.08.2011 gün ve 2010/609 esas, 2010/652 sayılı kararında adına rastlanılmadığı gözetilerek mirasçılık belgeleri arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2) Resmi kuruluşların yargı harcından bağışık tutulabilmesi için özel kanunlarında yargı harcından muaf olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir. Diğer harçlardan bağışık tutulma, yargı harcını kapsamaz. Bu nedenle, davacı idareden harç tahsiline karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir....

              Hemen belirtilmelidir ki, 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde; "Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir." hükmüne yer verilmiş olup, anılan koşulların varlığının tespiti halinde taşınmazın vakfına döneceği kuşkusuzdur. O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır. Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; kayyım tayinine ilişkin dosya içerisinde bulunan dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanak ve ekleri ile ... 1....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 06.10.2020 tarih ve 2019/70 Esas, 2020/356 Karar sayılı kararında özetle; "...Mirasın hükmen reddi istemiyle açılan davalarda ölüm tarihi itibariyle miras bırakanın aktif ve pasifinin tespiti ile, pasifinin aktifinden fazla olması halinde terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun tespiti ile, bundan dolayı talep eden mirasçının, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca, mirası hükmen reddetmiş sayıldığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerekli olup, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığı hususu bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulmuş, Uyap üzerinden mal varlığı araştırması yapılmış, murisin alacak ve borçlarının olup olmadığı araştırılmış, olarak ölüm tarihi itibariyle aktif malvarlığı tespit edilememiştir....

                UYAP Entegrasyonu