Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....
Müteveffadan evvel vefat etmiş olan baba ve ana her tabakada halefiyet yoluyla mirasçıları olan füruları tarafından temsil olunurlar.Bir tarafta hiçbir mirasçı bulunmadığı takdirde bütün miras, diğer tarafın mirasçılarına intikal eder. ( TKM. md. 440/1-2 ) / (4721 S. TMK. m. 496) Miras bırakan Buğra, altsoyu olmaksızın kendi anne ve babasıyla aynı anda bekar öldüğünden; anne ve babasının altsoyu yani kardeşleri mirasçı olur. Kardeşleri Ayşegül ve Uğur varken dayısı Coşkun ve teyzelerine miras geçmez.Davacı Coşkun’un mirasçı olabilmesi için; miras bırakan Buğra’nın ölümünde, annesi Gönül’ün sağ bulunması gerekir. Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2003...
Müteveffadan evvel vefat etmiş olan baba ve ana her tabakada halefiyet yoluyla mirasçıları olan füruları tarafından temsil olunurlar.Bir tarafta hiçbir mirasçı bulunmadığı takdirde bütün miras, diğer tarafın mirasçılarına intikal eder. ( TKM. md. 440/1-2 ) / (4721 S. TMK. m. 496) Miras bırakan Buğra, altsoyu olmaksızın kendi anne ve babasıyla aynı anda bekar öldüğünden; anne ve babasının altsoyu yani kardeşleri mirasçı olur. Kardeşleri Ayşegül ve Uğur varken dayısı Coşkun ve teyzelerine miras geçmez.Davacı Coşkun’un mirasçı olabilmesi için; miras bırakan Buğra’nın ölümünde, annesi Gönül’ün sağ bulunması gerekir. Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2003...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar; miras bırakanları.... 03.04.2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye kendilerinin mirasçı olarak kaldığını, davalının ise murisin kardeşi olduğunu, miras bırakan... ile aleyhine tespit istenen davalı ...'in tüm ... ve işlemlerini birlikte ve ortak yaptıklarını, birlikte mal edindiklerini, mülkiyetleri ortak olan hayvanların da davalının elinde olduğunu belirterek davalının yedinde bulunan ve..... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/44 Değişik ... sayılı dosyası ile tespit ettirilen hayvanların 1/2 hissesinin mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı; talebin reddini dilemiştir....
un dünyaya geldiğini, ancak davalı tarafından baba adının ... olarak nüfusa kaydettirildiğini ileri sürerek,...karar verilmesini istemiş; mahkemece, çocuk için nüfus davalarını velayet hakkı olan nüfusa kayıtlı anne ve babanın açabileceği, dolayısıyla davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada, maddi olayları açıklama taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak yasa hükmünü tespit etmek hakime aittir. Dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre de bu tür davalara bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğunun belirlenmesi gerekir....
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetim niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yönetilmesi için gerekli olanın dışında işler yapan yada tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez”hükmünü amirdir. Davacı Kübra nın bu eylemi mirası kabul anlamında davranış olduğunu belirterek istinaf sebebini açıklamıştır. GEREKÇE: Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK.'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı dahili davalı T9 vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nun "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355- (1) maddesi ile; "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Davacıların murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olması ve davacı mirasçılar dışında kayıt maliki Mustafa Aydemir mirasçısı Recep Aydemir’in başvurusu üzerine intikal işlemi yapılması mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu hususun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..." şeklinde karar vermiştir. Dosyada mevcut tapu kayıt örneği ve diğer evraklardan intikal işlemini murisin diğer mirasçılarından Muhammet Büyük'ün gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki Yargıtay kararı içeriğinde de belirtildiği şekilde davacı mirasçı dışında farklı bir mirasçı tarafından intikal işleminin yaptırılması kabul anlamında yorumlanamaz....
Maddesi gereğince miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alacağından kardeşi ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesince ise, müteveffanın son ikamet adresinin tespiti için emniyet müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, yazılan müzekkere cevabında şahsın ölmeden önceki yerleşim yerinin “...” olduğunun bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 609. maddesinin dördüncü fıkrasında "Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir. (TMK 609. md - Y.2.HD 2009/129191 E. - 2009/17413 K.) Dosya içerisinde bilgi ve belgeler ile yapılan kolluk araştırması sonucu mütevaffanın son yerleşim yeri adresinin "Bornova/İzmir" olduğu anlaşılmaktadır....
DAVA Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; babanın velâyetin değiştirilmesi amacıyla açtığı davanın reddedildiğini, davalı babanın görüş günlerinde dahi çocukla görüşmediği gibi bakım ve eğitimi için herhangi bir katkıda bulunmadığını, çocuğun nüfus kaydının bulunduğu ... ilinde davalı babanın dahi kalmadığın iddia ederek davasının kabulü ile çocuğun soyadının "..." olarak değiştirilmesine, nüfus kaydının da davacının annenin kayıtlı olduğu ... ili Köyceğiz ilçesi ... mahallesine taşınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....