WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhtesatın tespiti ..... ile.... aralarındaki muhtesatın tespiti davasının kabulüne dair...... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.02.2014 gün ve 127/83 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 68 parselde kayıtıl taşınmazda davacının 2/5, davalının ise 3/5 pay sahibi olduğunu, taşınmazın.........adına kayıtlı iken bu kişinin 1997 yılında ölümü üzerine aynı yıl mirasçıları arasında haricen taksim edildiğini, her mirasçının kendisine isabet eden yerleri kullanmaya başladığını, 2002 yılında mirasçılardan.........'nin kendisine ait yeri diğer mirasç....'e sattığını, davacının taşınmazda her iki hisseye isabet eden ve .'...

    İstinaf sebepleri: Davacı süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; gerçekleştirilen pay dağılımının hatalı olduğunu, yasaya aykırı şekilde üçüncü zümre altsoyunun miras hakkına sahip olduğu şeklinde hüküm kurulduğunu, ancak Medeni Kanun madde 499/3 hükmü ile; kanun koyucunun, büyük ana ve büyük babanın altsoyunun değil, yalnızca çocuklarının mirasçı olacağını düzenlediğini, büyük ana ve büyük babanın ve onların çocuklarının mirasbırakandan önce vefat etmesi halinde mirasın üçüncü zümre altsoyuna intikalinin artık kesilip, mirasın tamamının sağ kalan eşe bırakılacağını, mirasın tümünün kendisine intikali gerekirken, üçüncü zümre altsoyunun mirasçı olarak tespitinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

    Davacı vekili, yasal mirasçı olan müvekkilinin tapuda intikal işlemlerini yapabilmesi için tapu kayıt maliki F........ K...... ile müvekkilinin murisi Fahriye A........... Habib K..............'ın aynı kişi olduğunun tespiti ile murisin tapu kayıtlarındaki isminin F........... A......... Habib Kırdar olarak ve doğum tarihinin 1914 olarak tespiti ve tashihini istemiştir. Davalı, Tapu Müdürlüğü vekili, düzeltilecek tapu kaydı ile dayanak belgeleri ve nüfus kayıtları getirtilerek aynı kimlik bilgilerine sahip başka bir kişinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini belirtilerek davanın reddinin savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile B.......... İlçesi M............... Mah.......... ada..............parsel nolu ana taşınmazın 68/990 arsa paylı 2. kat 2. giriş 6 nolu bağımsız bölümün maliki F....... K.......'ın isminin F........ A................. H........ K.......... ve doğum tarihinin 1914 olarak DÜZELTİLMESİNE karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 24.01.2005 tarihinde vefat eden muris ...’nin kardeşi olduğunu, murisin eşi ve çocuklarının mirası reddettiklerini, açıklanan nedenlerle murisi ...’nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        Kabule göre de, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken mirasçıların tereke borçlarından sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi hatalı olup bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2004 tarih, 2003/728 Esas, 2004/897 Karar sayılı kararı ile Mülhak El-Hac T7 evlatlarından olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin, babası Hakan Hamurkaraoğlu'ya mirasçı olması nedeniyle vakıf evlatlığının tescilini istediklerini, bu itibarla müvekkilinin El-Hac T7 olduğunun tespiti ve galle fazlasından faydalanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan T4 07.10.2018 tarihinde vefat ettiği, davacıların mirasçı oldukları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). Hükmi ret ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir. Öte yandan, bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK. m. 33)....

          Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

            Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır....

              UYAP Entegrasyonu