servis ve sosyal etkinlik giderlerinin olduğunu, hükmedilen nafakanın çocuğun eğitim ve gelişimine, günün ekonomik koşulları ve paranın alım gücü dikkate alındığında yeterli olmadığını beyanla, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 300 TL iştirak nafakasının 1.000 TL’ye çıkarılmasını talep etmiştir....
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle davacı-davalı kocanın terk sebebiyle açtığı (TMK.md.164) boşanma davası, mahkemece şiddetli geçimsizlik nedeniyle (TMK.md. 166/1) boşanma davası olarak nitelendirilip reddedildiğine göre, bozma ilamına “davacı-karşı davalı kocanın boşanma istemi terk sebebiyle boşanma (TMK. md. 164) davasına ilişkin olduğu halde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılmış bir dava (TMK. md. 166/1) olarak nitelendirilip, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde yazılması gerekirken, “davacı-karşı davalı kocanın boşanma istemi terk sebebiyle boşanma (TMK. md. 164) davasına ilişkin olduğu halde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK. md. 166/1) boşanma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” şeklinde yazılmasının maddi hataya dayalı olmasına göre Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede...
Dava, eğitimine devam eden reşit çocuk tarafından TMK 328/2 ve 364.maddeler kapsamında açılan yardım nafakası davasıdır. Davacının babası olan davalı ile annesinin 2006 yılında boşandıkları, o dönemde velayetler anneye verildiği halde iştirak nafakası talep edilmediği, yine davacının kardeşi tarafından davalı baba aleyhine açılan davada yapılan araştırmalar neticesinde ve istinaf incelemesinden de geçen karar kapsamında davacının kardeşi için aylık 900,00 TL yardım nafakasına hükmedildiği, bu kararın da henüz kesinleşmediği, davacının öğrenci olup dava tarihi itibarıyla üniversite sınavlarına hazırlandığı görülmüştür. Bu haliyle TMK 328/2 ve 364.maddeler kapsamında ilk derece mahkemesince davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur, ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları yine davacıya karşı nafaka yükümlüsü olan annenin ekonomik durumu dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka azdır....
haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek yargılama boyunca anne yanında bulunan müşterek çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarı, TMK'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesi ve çocuğun yaşının küçük olması nedeni ile giderlerinin de fazla olacağı gerçeği karşısında az bulunmuş, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Dairemizce uygun miktarda bir nafakaya hükmedilmesi gerektiği neticesine varılmıştır....
Dava, iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). TMK 331. Md. uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir....
, giyim, kitap, kırtasiye, spor ve kurs giderleri karşısında davacının sıkıntıya girmeye başladığını, davalının İstanbul Metro Ulaşım A.Ş de iyi bir görevle ve iyi bir ücretle çalıştığını, değişen ekonomik ve sosyal koşullar gerek çocuğun eğitim masrafları ve diğer ihtiyaçları bulunduğunu belirterek dava tarihinden itibaren aylık 2.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak nafaka takdir edilirken; velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları yanında; çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları da dikkate alınmalı, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeği ve yüklendiği sorumluluklar da gözönünde bulundurulmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. Maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi). TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Dosya kapsamından; tarafların 14.03.2017 tarihinde kesinleşen kararla TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye verilen müşterek çocuk lehine aylık 1500 Tl iştirak nafakasına hükmedildiği ve nafaka için yıllık % 10 artırıma karar verildiği, tarafların ödenecek nafaka miktarını protokol ile; başka bir anlatım ile "sözleşme" ile kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır. O nedenle; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıkta Borçlar Kanununun da uygulanması zorunluluğu bulunmaktadır. Sözleşme hukukuna hakim olan asıl ilke sözleşmeye bağlılık ilkesidir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 14.12.2021 tarih, 2020/715 Esas ve 2021/1201 Karar sayılı kararının, kadın yararına hükmedilen maddi tazminat, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile ziynet alacağı ve ziynet alacağından kaynaklı harç ve vekâlet ücreti yönünden (3- 4- 5- 6- 10- 11- 12. bentler) kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM TESİSİNE....