İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Dosyamızda; baba ile müşterek çocuk Lina Huri Korkmaz arasında 14/06/2017 tarihinde TANIMA yoluyla soybağı kurulmuştur. Yapılan yargılama adliyemiz bünyesinde bulunan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü çalışanı uzman sosyal hizmet görevlisi tarafından düzenlenen SİR raporu ve talimat yoluyla alınan SİR raporundan çocuk ve baba arasında kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu belirtilmiştir. Çocuğun babasıyla görüşmesinin çocuğunun gelişimindeki yüksek yararı , babanın çocuğu ile görüşme hakkı dikkate alınarak davanın kabulü..."...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; soyadı değişikliği davalarındaki görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı annenin velayet hakkının doğumla birlikte yasa gereği kendisinde olduğunu, velayet davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, TMK.nun 337.maddesinde evlilik dışı doğan çocuğun velayetinin anaya ait olduğunun açıkça düzenlendiğini, yine evlilik dışı doğan çocuğun soy isminin babanın soy ismi olacağının gerek yasa gerekse içtihatlarla sabit bulunduğunu belirterek, davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece ilkin 2019/470 E 2020/266 K sayılı 16.09.2020 tarihli karar ile özetle"..velayetin değiştirilmesine ve davacı anneye verilmesine,danışmanlık ve sağlık tedbirlerinin uygulanmasına,davacının geçici velayet talebinin reddine"karar verilmiş,karara karşı her iki taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi yerine kabulünün hatalı olduğunu, ayrıca ortak velayet verilmesi gerektiğini belirterek, istinafa başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanma ve ferilerine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davalının yapılan istinaf incelemesinde; Ortak velayet için tarafların ortak velayet konusunda anlaşmaları gerekmektedir. Dosya kapsamına göre ortak velayet konusunda bir anlaşmalarının olmadığı görülmüştür. Mahkeme uzman raporu doğrultusunda velayeti anneye vermiştir. Annenin velayet hakkını kötüye kullandığına dair dosyada bir delil yoktur....
Somut olayda, eşlerin boşanması sonucu küçüğün velayeti kendinde olan annenin ölmesi halinde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Boşanma nedeniyle velayet askıdadır. Kural olarak; velayetin belirlenmesi aile mahkemesinin, vesayet altına alınma işlemi ise, sulh hukuk mahkemesinin görevine girer. Nüfus kayıtlarına göre velayeti kendisinde olmayan velinin sağ olup olmadığını nüfus idaresi görmek zorundadır. Çocuk ... oluncaya kadar denetime açık bir “velayet müessesesi” bulunmaktadır ve bu denetim ancak ihtisas mahkemesi olan aile mahkemelerince yerine getirilmelidir. Kıstlı küçüğün babası; velayet hakkı sahibi olan annenin vefatı aile kendiliğinden velayet hakkına sahip olamayacağı için, sağ kalan eş açısıdan velayete engel durumların bulunup bulunmadığı aile mahkemesince incelenmek zorundadır. Velayet o eşten yasaklanmadıkça vesayet kurumu devreye girmeyecektir....
Şöyle ki; Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup sağ olan annenin velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşıldığından, öncelikle bu davada, annenin velayet görevini layıkıyla yerine getirip getirmeyeceğinin, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir. Aile Mahkemesince davacıya, vesayetin kaldırılması için süre verilmekle birlikte, aslolanın velayet olması nedeniyle, annenin velayetin tevdii hususunda açtığı davanın sonuçlandırılması, verilen kararın mahiyetine göre Mahkemece, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"sanığın; 5237 sayılı TCK.nun 53/1-a,b,d,e bentlerinde belirtilen haklarından aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, sanığın mahkum olduğu hapis cezası ertelendiğinden TCK.nun 53/1-e bendinde belirtilen kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca yoksun bırakılmamasına, diğer kişilere yönelik TCK.nun 53/1-c bendinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar yoksun bırakılmasına" ifadesinin eklenmesi, hükümden gümrük idaresi lehine vekalet ücretine hükmolunmasına ilişkin bendin çıkarılması, diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II) Sanık ...' ın ve o yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise; Sanık ...'...
DELİLLER: Nüfus kaydı, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, velayet hususunda SİR ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Tedbiren velayete ilişkin davanın KABULÜ ile, Tarafların müşterek çocukları 15/10/2007 doğumlu Suat Anıl Işık , 26/09/2010 doğumlu Sena Asu Işık ve 25/10/2017 doğumlu Umut Miraç Işık 'ın tedbiren velayetlerinin davacı anneye verilmesine, Velayetleri anneye verilen müşterek çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, Tedbir nafakalarına ilişkin davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, davacı asil için aylık 1.000 TL, müşterek çocuk Suat Anıl için aylık 1.000 TL , Sena Asu Işık için aylık 750 TL, Umut Miraç Işık için aylık 750 TL olmak üzere toplam 3.500 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Belirlenen nafakaların kararın kesinleşmesini takip eden her yıl TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranında arttırılmasına," karar verilmiştir....
a yüz yüze teşhis imkanı sağlanması, ayrıca... isimli kişinin tespiti yapıldıktan sonra, yakınan ....'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: I- Sanık hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükmün temyizinde: Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın suçunun sabit olmadığına, eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna ve lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak: TCK.nun 53/3. madde ve fıkrası uyarınca sanığın yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak...