WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadının nafaka davasının kısmen kabulü ile kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 450,00 TL ve ortak çocukların her biri lehine ayrı ayrı aylık 250'şer TL tedbir nafakasına karar verilmiş, erkeğin nafaka ve tazminat talebi ise reddedilmiştir İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-birleşen davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının boşanma ve birleşen nafaka davasının kabulü, kendi reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka talepleri, velayet, ziynet alacağı davası hakkında verilen karar ve bu davada vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği yönleri ile kararın kaldırılmasını istemiştir....

sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

Davalının sunduğu ödeme belgelerine göre alıcı davacı olmadığı gibi bu belgelerde nafaka bedeline ilişkin ödemeler olduğuna ilişkin bir ibare de yoktur. Davacının bu ödemelerin nafaka bedelinden mahsubuna ilişkin kabul beyanı da bulunmamaktadır. Bu durumda davalının dayandığı ödeme belgeleri, İİK'nın 68. maddesi kapsamında yasal ödeme belgesi olarak kabul edilemez. Davalının dayanak mahkeme kararının açık ve net olmadığı, kira bedeli ve nafaka tutarına ilişkin detayların bu kararda açıklanmadığı iddialarının ise, dar yetkili icra mahkemesinde dikkate alınması mümkün olmadığından, davalının bu konudaki istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. İİK'nın 68/son maddesinde itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, diğer tarafın talebi üzerine %20'den az olmamak üzere tazminata mahkum edilir hükmüne yer verildiğinden, mahkemece davacı alacaklının talebi bulunduğu da gözetilerek, tazminata hükmedilmesinde de bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

HUMK. nun 45/2. maddesine göre; “ Davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise, bağlantı nedeni ile birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz (md.187/5) olarak ileri sürülebilir.”. Somut olayda, işbu nafaka davası 23.10.2008 tarihinde Afyonkarahisar’da, boşanma davası ise 15.01.2009 tarihinde Sinanpaşa’da açılmış olduğuna göre; birleştirme talebi ikinci davada değil, ilk açılan davada istenilmiştir. O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır....

    Kaldı ki, davalı taraf cevap dilekçesinde, davacı kadına ayda 400, 500 ve 600 TL miktarlarda nafaka ödediğini, ödediği nafakalara ilişkin Ziraat bankası Ferizli şubesinden erkeğe ait hesap hareketleri dökümünün istenilmesini talep ettiği, buna rağmen mahkemece iş bu delilin toplanmadığı, yetersiz araştırma ile karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı kadının, nafaka arttırım talebi reddedilmiş ise de, dava dilekçesinde nafakaya her yıl TEFE TÜFE oranında arttırım kararı verilmesinin talep edildiği, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, davalı lehine velayeten hükmedilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının aylık 400,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş olup, indirilmesine karar verilen yıllık nafaka miktarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, indirilmesine karar verilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....

    Takas mahsup talebi hakkında karşı tarafın muvafakati bulunmadığından bahisle red kararı verildiği halde dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Türk Borçlar Yasasının 144/3 maddesine göre nafaka alacağı, nafaka alacaklısının rızasıyla takas edilebilir. Birikmiş nafakalar için de aynı yasa hükmü geçerlidir. Davalı, nafaka alacaklarının takasına rıza vermemiştir. Bu nedenle nafaka alacakları yönünden takas isteğinin reddi hukuka uygundur ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; kabul edilen nafaka arttırım miktarı aylık 400,00- TL'dan yıllık 4.800,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

    Aynı kanun'un 327/.... maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı, 330. maddesinde; nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, 331. maddesinde de; durumun değişmesi halinde hakimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

      UYAP Entegrasyonu