İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Vehbi için hükmedilen 500,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle 700,00 TL artırılarak 1.200,00 TL'ye yükseltilmesine, her yıl memur maaşı oranında artırılmasına, birleşen davada çocuk Aybars'ın baba yanında kalıyor olması ve dava tarihi itibariyle reşit olması nedeni ile nafaka ve velayet talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada müşterek çocuk Aybars için nafaka talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar yönüyle lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini istinaf etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/97 ESAS, 2021/443 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK SOYBAĞININ REDDİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 3 müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının 26/11/2016 tarihinde gece yarısı hiç kimseye bir şey söylemeden mektup bırakarak evi terk ettiğini, gizli görüştüğü şahısla gittiğini öğrendiğini, Bolu 1. Aile Mahkemesinin 2016/737 E. 2019/39 K....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/97 ESAS, 2021/443 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK SOYBAĞININ REDDİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 3 müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının 26/11/2016 tarihinde gece yarısı hiç kimseye bir şey söylemeden mektup bırakarak evi terk ettiğini, gizli görüştüğü şahısla gittiğini öğrendiğini, Bolu 1. Aile Mahkemesinin 2016/737 E. 2019/39 K....
Nafaka alacağının tahsilini teminen borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekir. Diğer taraftan, takip öncesine ait yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığına dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubu gerekir. Bununla birlikte nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez. Zira nafakaya ilişkin ara karar öncesinde yapılan ödemelerin nafaka alacağından mahsubuna olanak yoktur. Tedbir nafakasına ilişkin ara kararında, nafakanın dava tarihinden başlatılması da sonuca etkili değildir. Bu türden ödemelerin ahlaki bir borcun ifası için yapıldığı kabul edilmelidir. Bu haliyle mahkemenin mahsup gerekçesi yerinde değildir....
Somut olayda, işbu nafaka davası 19.11.2012 tarihinde...Mahkemesinde (Aile Mahkemesi Sıfatıyla), boşanma davası ise 10.01.2013 tarihinde ....Mahkemesinde açılmış olduğuna göre; birleştirme talebi ikinci davada değil, ilk açılan davada istenilmiştir. Kaldı ki, ayrı yargı çevrelerinde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır....
Davacı koca, nafaka davası sürerken 01.02.2006 tarihinde Polatlı Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak; davalı kadının ortak ikametgahı terk ederek yaklaşık dokuz aydır babasının yanında kaldığını, eve dönmeye ikna edemediklerini, davacının çabasına rağmen davalı kadının dönmediğini, asla eve dönmeyeceğini beyan ederek nafaka davası açtığını, boşanma davasına esas olmak üzere davalıya eve dönmesi, aksi takdirde boşanma davası açılacağı konusunda ihtar kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 01.02.2006 tarihinde gün ve 2006/20 D. İş Esas Esas-Karar sayıyla ihtar kararı verilmiş ve davalının aynı konutta oturan ablası imzasına 08.02.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Eldeki dava terke dayalı boşanma istemiyle 11.04.2006 tarihinde açılmış, nafaka dosyası içeriği de nazara alınarak davalı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 01/10/2019 tarih, 2017/299 Esas ve 2019/653 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, mahkeme kararının 04/02/2020 tarihinde kesinleştiğini, davacının, davalı olduğu boşanma davasında ziynet eşyası talebi, yoksulluk nafakası talebi, maddi tazminat talebi olmadığını, müvekkilinin yasal süresi içerisinde iş bu dosya ile birlikte nafaka talep ettiğini belirterek müvekkili yararına nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmediğini belirterek koşulları oluşmayan istemin reddine karar verilmesini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkeme gerekçeli kararında özetle ; Davanın reddine dair karar vermiştir....
verilmiş, davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakası, ziynet alacağı davası ve vekalet ücretleri; davalı-karşı davacı, kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları, yoksulluk nafakasına artış oranı uygulanması talebi, asıl davadaki vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi kadının yoksulluk nafakasına artış uygulanması talebi hakkında karar verilmemesine yönelik istinaf talebi ile erkeğin ziynet alacağı davasına ve vekalet ücretine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne karar vermiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davalı (kadın) tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi ile maddi tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, "davalı kadının manevi tazminat talebinin kabulüne, maddi tazminat talebinin ise reddine" karar verildiği halde; gerekçede “TMK' nun 174/1 maddesinde öngörülen maddi tazminat takdiri şartları gerçekleştiğinden, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkeleri nazara alınarak davalı kadın için maddi tazminat takdiri gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki "nafaka" davası ile davalı tarafından açılan "boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş ise de, davacı-karşı davalının açıkça bu yöne ilişkin bir temyizinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç...